Genel bir kanıdır, kalecilerden teknik direktör çıkmaz derler hatta kaleciyi bir futbol oyuncusu olarak dahi görmezler. Fakat o bunların hepsini yıkmayı başardı ve ülkenin 3 önemli teknik adam figüründen biri olmayı başardı. Üçlünün diğer halkaları Mustafa Denizli ve Fatih Terim'den tek farkı -teknik direktör olarak- henüz lig şampiyonluğu yaşayamamış olması. Belki de onu 58 yaşında bu kadar dinç tutan şey, bu gerçeğin kendisi.
Şenol Güneş'in hayat felsefesini en iyi anlatan şey tabii ki kendi sözleri;
"Benim için hayatın her döneminde merdivenler vardır. Bunun sonunda bir zirve vardır. Her basamak önemlidir. Basamağın ilkine basmadan o zirveye çıkamazsınız. Eğer zirveyi hedefleyen bir insansanız her basamağı tek tek basmalısınız. Atlayarak gittiğiniz de olabilir ama basamağı sindirerek gitmek daha yararlıdır."
O belki de kaderin cilveleri nedeniyle her basamağı haddinden fazla sindirerek çıktı. Hatta öyle çok sindirdi ki mücadelecilik kanına karıştı. Hiç yaşanmaması gereken şeyler yaşadı, hak etmediği eleştiriler işitti ama hep ayakta kalmayı bildi. Şimdiki görevi yine çok zor. Futbolun adeta bir din olduğu Trabzon'da, Trabzonspor'un hasretine son vermek için uğraşıyor. En son 1983-1984 sezonunda duyduğu mutluluğu Selçuk İnan'a, Yattara'ya, Onur Kıvrak'a da tattırmak için mesaisini harcıyor.
2 YORUM:
Kısa, öz ve yerinde tespitlerle bezeli bir yazı olmuş, teşekkürler..
Ayrıca şu "Kaleciden teknik direktör çıkmaz" klişesine binaen de bir şey söylemek isterim..
Bir takımın kadrosunda 20 futbolcu bulunuyorsa bunlardan sadece 2 tanesi kalecidir. Dolayısıyla yüz tane futbolcu eskisinden de sadece on tanesi eski kalecidir. E yani izin versinler de kaleciden daha az teknik direktör çıksın artık..
Zira kimse kalkıp da sol bekten ya da önliberodan teknik direktör çıkmaz demiyor. Ayrı tutulan tek mevkii nedense kaleci oluyor her defasında..
çok güzel bir yazı olmuş, teşekkürler...
Yorum Gönder