Selanik'teydi Fenerbahçe...
İsim çeker, toprak çeker derler, işte Selanik'te öyle bizim için. Gitmedim ama, resimlerine, sokaklarına dahi bakınca bizden mutlaka birşeyler bulmak mümkünmüş gibi... Salih Bozok demiş zaten zamanında; " Selanik'in elimizinden gideceği hayalimizden bile geçmezdi, üstüne şakası bile yapılmazdı. Bir gün Selanik elimizden gitti, şaşakaldık..." Seviyoruz Selanik'i. Atatürk'ün doğduğu yer elbette ama Atina ile didişen bir şehir sevilmez mi? Sevilir...
Fenerbahçe'de kuralar çekildikten sonra her daim işinin zor olduğu söylenen maçı Paok ile oynamak için o topraklardaydı... Topun içinden Paok ismi çıkar çıkmaz hemen akla gelen 'Gate 4' yani harika taraftarı oldu siyah beyazlı takımın. Futbol yapıları, oyuncuları falan önemli olmadı hiç maçtan önce, tek hissedilen Paok maçının çok zor geçeceğiydi ve öyle de oldu... Young Boys'tan beklenmeyecek bir taraftar performansından sonra Fenerbahçe'nin yeni bir rakibi yine taraftarı ile maçı aldı götürdü dün gece... AEK taraftarı da Fenerbahçe formalarıyla izlemişler maçı, bazı Paok'lularda Beşiktaş ve Partizan formaları ile tribünlerdeki yerlerini almışlar, gelen duyumlar bu yönde.
Paok'tan bahsedelim biraz önce. Efendim kesinlikle maçtan önce 'abartıldığı' kadar tehlikeli bir takım değil fakat taraftarının arkadan iteklemesi sayesinde, abartmıyorum her maçı kazanabilecek seviyede bir futbol takımı. Kendi evi olan Selanik'te pek tabii... Birkaç hırslı ve hareketli oyuncusu ile beraber tehlikeli olabiliyorlar...
Paok dersine iyi çalışmış en öncesinde. Artık duymayan kalmadı zaten, Fenerbahçe özellikle eksik bir onbir ile sahada olduğunda paslar Alex'e atılıyor ve takım onun ayaklarına bakıp hücumu şekillendirmeye çalışıyor. Bu engellendiği zaman da Fenerbahçe'nin yapacak çok birşeyi kalmıyor.
1-0 kazandı Paok. Fenerbahçe'nin maçtan önce gol atmasını beklediğim halde (birçok fırsat yakalanmasına rağmen) bu gerçekleşmedi. Yine Emre'nin orta alanda yer alamayacağını öğrendikten sonra sevgili Aykut Kocaman'dan beklentiler Cristian - Selçuk ikilisi yerine Mehmet Topuz - Selçuk ikilisi ile başlaması yönündeydi. Cristan'ın maç içerisinde hem defans hem de ofans olarak yetersiz kalması nedeniyle ikinci yarıda böyle bir değişiklik beklesek te maalesef gerçekleşmedi. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra gol atamayan bir Fenerbahçe eleştirilir elbet ama Paok 10 kişi kalan bir takımın nasıl oynaması gerektiği yönünde ders verdi dün gece. Skor üzücü gibi görünse de İstanbul'da turu geçmemek için hiçbir neden yok. Ya da şöyle yazmak belki de daha doğru olacaktır, Fenerbahçe turu geçmek zorunda. Futbol skordan ibaret değil elbette, biz de Fenerbahçe'deki hareketlenmeyi farkediyoruz ancak bu biraz hızlı olmak zorunda artık.
Yeni transfer Niang oyuna girdikten sonra bizim onu Marsilya'dan izlediğimize yakın bir oyun ortaya koyma çabasındaydı ve hırsı alkışı hak etti bana göre. İkili mücadeleler olduğu anlarda ayakta kalan oyun tarzı ve son vuruşlarındaki etkili olma potansiyeli Niang'ın Fenerbahçe forması ile çift haneli bir rakam olarak golleri bulacağı yönünde inancımızı kuvvetlendiriyor... 'Tekmeye de kafa uzattı' Niang, ilk maç için başka da birşey beklemiyorduk kendisinden. Fenerbahçe taraftarının kanayan yarası olan Forvet mevkiisi için aranan adam O olabilir, Hoşgelmiş... Bu arada kendisinini bir pozisyondan sonra yerde kalmasından sonra Keita'nın Brezilya maçında yaptığı 'sahtekarlık' ile karşılaştıranlara da buradan selam olsun, değişik yerlerimle gülüyorum sizlere efendim... Anti Fenerbahçeli kör holiganlardan değil sadece, antinin her türlüsünden nefret ediyorum... Bunların içinde sarı kramponuna hiçbirşeyden haberi yokken 'aids' le ilgili olarak, yani Nike'ın başlattığı bir kampanya dahilinde kırmızı bağcık kullanan Niang'a salyalar saçarak anti hareketler yapanlarda dahil. 'Niang Galatasaraylı'... Çemkirmelerinizi okudukça bir tuhaf oluyorum. Zira siz çemkirdikçe ne kendi takımınız başarılı olabiliyor, ne çemkirdiğiniz takım.
Aykut Kocaman sezon öncesinde ne demişti? " Kuvvetli, hızlı, iyi oynayan ve beraber düşünüp hareket eden takım oluşturmak öncelikli hedefimiz...". Bu yıl Avrupa arenasına bunu yetiştirebilir miyiz bilemem. Ama Aykut Kocaman ile beraber ağır ama emin adımlarla ilerleyen bir takım olma yolunda Fenerbahçe... Antalyaspor maçı ile başlayan bu süreç Paok karşısındaki yenilgiye rağmen tökezlese de devam ediyor bana göre. Kadıköy'deki Young Boys maçından sonra "Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'si yürümeyi yeni öğrenen bir çocuktur ve dün gece de tökezleyip düşmüştür." Cümlesini kurmuştum. Antalya maçında ayağa kalkan o çocuk Paok maçlarının ilkinde düşmese de tökezledi, gerisi Şükrü Saraçoğlu'nda... Son olarak maçı Aykut Kocaman özetlesin;
"İlk yarı sıkıntılı geçti. İkinci yarıda yapmamız gereken basit şeyler vardı. Sakinleşmek, topun hızını arttırmak ve ön tarafta küçük bir oyuncu değişikliği ile topu biraz daha ileride tutmak. Bu düşünce bizi kırmızı kart gelene kadar oyuna ortak etti. Kırmızı karttan sonra 15 dakikalık periyotta baskıyı arttırmayı beklerken, bocaladık. Rakibin tamamen geriye doğru çekilmesi ve daha yüksek mücadeleyle oynamasıyla, bizim topu kanatlara taşımak ve hızlandırmak arzumuz 10-15 dakikada gerçekleşmedi. Daha sonra baskımızı arttırdık. Son 10-15 dakikada rakibimizin de dengesinin bozulmasıyla top hakimiyetini sağladık. Fakat etkili ataklar üretemedik. İki takım için de tur ikinci maça kaldı"
STAT: Toumba
HAKEMLER: Manuel Grafe, Volker Wezel, Markus Haecker (Almanya)
PAOK: Kresic, Boussaidi, Pablo Garcia, Vitolo, Salpingidis (Papazoglou dk. 86), Muslimovic (Sorlin dk. 60), Malezas, Contreras, Lino, Vierinha, Ivic (Filomeno dk. 77)
FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Lugano, İlhan, Andre Santos, Mehmet Topuz, Cristian , Selçuk (Gökhan Ünal dk. 80), Caner (Özer dk. 70), Alex, Semih (Niang dk. 46)
GOL: Vieirinha (dk. 19)
KIRMIZI KART: Vitolo (dk. 58) (Paok)
SARI KARTLAR: Caner, Semih, Lugano, Andre Santos (Fenerbahçe), Vitolo, Ivic (Paok)
Maçın Özeti;
0 YORUM:
Yorum Gönder