Öncelikle,Bursa'yı Lyon ile kıyaslarken hiç bir demografik ya da sosyo-kültürel benzerlikten yola çıkmadığımı belirtmeliyim.Ancak,her iki şehrin de çok dikkat çekici benzerliklerinin olduğunu söylemek gerekir.Mesela,sadece Türkiye'de değil tüm dünyada tekstilde adını duyurmuş bir şehir Bursa.Aynen ipek dokumalarıyla ünlü Lyon gibi...Her iki şehrin yer altı kaynaklarının taşıdığı önemi de belirtmeye gerek yok bile.Bunların dışında,İskender'iyle ünlü Bursa'nın yanı sıra Lyon'un Avrupa'nın Gastronomi başkenti olduğu gerçeği de önemli bir benzelik olarak duruyor...
Çeşitli benzerliklerden sonra futbola geçelim;genel olarak Avrupa ile Türk futbol yapısını karşılaştırırken ilk akla gelen örnek,coğrafyaların profesyonel futbola geçiş süreleri arasındaki neredeyse 100 yıllık farktır.Ancak Lyon bu açıdan türdeşlerinden farklı.Aslında onlar da,Avrupa'nın önemli şehirlerinin çoğu futbol takımı gibi 1900'lü yılların başında kurulmuş(1909).Fakat,kulüp ilk yıllarında daha çok,çeşitli dallarda faaliyet gösteren bir amatör kulüp görünümündeymiş.Nihayet,1950'ye gelindiğinde,kulübün rugby kısmıyla futbol kısmı arasında yaşanan ayrılıktan sonra,bildiğimiz Olimpique Lyonnais kurulmuş.Bu tarih,Lyon'un Alman işgalinden kurtuluşunun(1945) hemen arkasından gelmesi açısından ayrıca ilginçtir.Neyse,1950'de profesyonel anlamda Fransız liglerinde yer almaya başlayan Lyon ilk önemli başarısını 14 yıl sonra 1964'te Fransa Kupası'nı alarak gerçekleştirdi.Yine de,bugün bildiğimiz,Avrupa'nın önemli kulüplerinden biri olan Lyon'un yükseliş serüveninin,1989'da bugün Fransız Milli Takımı'nın başında olan Raynold Domenech ile birlikte başladığını söyleyebiliriz.Ardından,1997'de İntertoto Kupası sayesinde Avrupa Kupaları'nda boy gösterebildi,2001/2002 sezonunda ise beklenen ilk gerçekleşti ve Lyon Ligue 1'i birincilikle bitirdi.Ve bu öyle bir başarıydı ki o sezonla birlikte 7 sene üst üste şampiyon oldu Lyon.Profesyonel anlamda 1950'de kurulmuş bir kulüp,kırk yıllık bir süreçte olgunlaşma evresini geçirmiş ve atağa geçmiş ardından da 2002'de
ilk lig şampiyonluğunu yaşamış...Bu satırlar Lyon için yazılmış olsa da ister istemez akıla Bursaspor'u getiriyor...
Bursaspor da Anadolu'daki çoğu kulüp gibi 1960'lı yıllarda kurulmuş(1963)(gerçi profesyonel anlamda ligimizin 1958'de kurulduğunu düşündüğümüzde bu tarih pek de geç sayılmayacaktır).Bugün ise Bursaspor ligde bir maçı eksik durumda,liderin 4 puan gerisinde ikinci konumunda.Yani,Galatasaray şampiyonluğa ne kadar yakınsa Bursaspor da o kadar yakın.Şehrin futbola olan olağanüstü ilgisi,Türkiye'nin 4. büyük şehri olması sebebiyle sahip olduğu yüksek potansiyel gibi sebepler de aynı Lyon örneğinde olduğu gibi,40-50 yıllık bir olgunlaşma sürecinin Bursaspor için nihayet sona erebileceğini,yani şampiyon olabileceklerini gösteriyor.Tabii,tüm bu pembe tabloyu çizerken,İstanbul kulüpleri ile Anadolu kulüpleri arasındaki farkın(her anlamda) Fransa'daki herhangi iki takım arasındaki farkla kıyaslanamayacak kadar büyük olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.Yine de,Fransa'da Lyon şampiyon olabildiyse,Türkiye'de de Bursa şampiyon olabilir.Ve eğer olacaksa,o sene bu senedir.
0 YORUM:
Yorum Gönder