“Unutulmuş, hatta neredeyse yasaklanmış bir kelime var, oysa benim için tüm kelimelerden daha değerli. O da ‘Pompey’...” İngiltere’nin güneyinde yer alan 500 bin nüfuslu bir şehrin takımıdır Portsmouth FC, ada futbolunun en eski futbol kulüplerinden biridir. 5 Nisan 1898 tarihinde kurulmuş mavi beyazlı takım, İngiliz futbolunda ‘Pompey’ olarak bilinir. Maçlarını oynadığı 20,500 kapasiteli ‘Fratton Park’ stadı, başlangıçtan bu yana şehrinin takımına ev sahipliği yapmaktadır.
Bu yazı, günümüzde ekonomik sorunlarla boğuşan sonu ta başından belli hüzünlü bir hikâyenin unutulmuş kahramanına, Portsmouth FC’ye...
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, 1948-1949 sezonunda İngiltere lig şampiyonluğu yaşarken, o sezon 52,385 taraftarının önünde şampiyonluk kupasını kaldırdı Portsmouth FC. Bir sonraki sezon son maçta Aston Villa’yı devirerek bir kez daha şampiyon olurken, savaş sonrası İngiliz futbolunda kupayı iki kez üst üste kazanmış beş takımdan biri olarak tarihe geçti. 1954-1955 sezonunu üçüncü bitiren Pompey, o sezondan sonra düşüşe geçti ve 1959 senesinde ikinci kümeye, 1961 senesinde üçüncü kümeye düştü.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, 1948-1949 sezonunda İngiltere lig şampiyonluğu yaşarken, o sezon 52,385 taraftarının önünde şampiyonluk kupasını kaldırdı Portsmouth FC. Bir sonraki sezon son maçta Aston Villa’yı devirerek bir kez daha şampiyon olurken, savaş sonrası İngiliz futbolunda kupayı iki kez üst üste kazanmış beş takımdan biri olarak tarihe geçti. 1954-1955 sezonunu üçüncü bitiren Pompey, o sezondan sonra düşüşe geçti ve 1959 senesinde ikinci kümeye, 1961 senesinde üçüncü kümeye düştü.
Bir sezon sonra yeniden ikinci lige terfi etse de, sürekli mali sorunlarla boğuşan kulüp, 1976 senesinin Kasım ayında, 25,000 Sterlin borcu yüzünden iflasın eşiğine geldi. Borcunu ödemek için elindeki futbolcuları çıkarmak zorunda kalan kulüp, 1978 senesinde dördüncü lige düşerken, taraflarları parlak geçmişe ağıt yakıyordu.
80’li yılların başında, dönemin önemli teknik direktörlerinden Alan Ball’un önderliğinde 1980 senesinde üçüncü lige, 1982-1983 sezonunda ise ikinci lige terfi etti. Ancak parasal sorunlarının bir türlü üstesinden gelemeyişi nedeniyle, 1988 senesinin yaz aylarında Londra’lı işadamı, bir zamanlar Queens Park Rangers takımının başkanlığını yapmış Jim Gregory’e satıldı.
1996 senesinin yazında, Portsmouth bir kez daha el değiştirirken, Terry Venables kulübün yeni başkanı oluyordu. O sezon, takım Premier lige terfi şansını son maçta kaybederken, Federasyon Kupasında yarı finale kadar yükseliyordu .
1998-1999 sezonunda bir kez daha iflasın eşiğine gelen Portsmouth’u, bu kez Sırp asıllı Amerikalı işadamı Milan Mandaric kurtarıyordu. Günümüzde Tottenham Hotspur’un teknik direktörlüğünü yapan Harry Redknapp, 2002 senesinde takımın başına getirildi ve bir sonraki sezon ligin bitmesine bir hafta kala ‘Pompey’ şampiyonluğunu ilan ederek Premier lige terfi etti.
Premier ligde ilk üç sezonunda lige tutunmaya çalışan takım, ligdeki ikinci sezonunda Harry Redknapp’le yollarını ayırırken, İngiliz teknik adam Portsmouth’un ezeli rakibi Southampton’un başına geçiyor, Portsmouth taraftarlarının tepkisini çekiyordu. Redknapp, ayrılışından bir sene sonra tekrar yuvaya dönse de, ‘Pompey’ taraftarları onun bu dönüşüne pek sıcak bakmadı.
2006-2007 sezonunda ligi üst sıralarda bitiren takım, Avrupa Kupalarına katılma şansını bir puanla kaçırırken taraftarları geleceğe umutla bakıyordu.
Ancak işler hiç beklendiği gibi gitmedi. 25 Ekim 2008 tarihinde, Harry Redknapp bir kez daha görevinden istifa ediyor, çalkantılı günler yaşayan Tottenham Hotspurs’de Juande Ramos’dan boşalan teknik direktörlük görevine talip oluyordu. Redknapp’ın ayrılmasından sonra Portsmouth yönetimi onun yerine uzun seneler Arsenal’ın kaptanlığını yapmış Tony Adams’ı getirirken, kısa bir süre sonra takımın önemli futbolcuları Jermain Defoe ve Lassana Diarra takımdan ayrılıyordu.
Ancak işler hiç beklendiği gibi gitmedi. 25 Ekim 2008 tarihinde, Harry Redknapp bir kez daha görevinden istifa ediyor, çalkantılı günler yaşayan Tottenham Hotspurs’de Juande Ramos’dan boşalan teknik direktörlük görevine talip oluyordu. Redknapp’ın ayrılmasından sonra Portsmouth yönetimi onun yerine uzun seneler Arsenal’ın kaptanlığını yapmış Tony Adams’ı getirirken, kısa bir süre sonra takımın önemli futbolcuları Jermain Defoe ve Lassana Diarra takımdan ayrılıyordu.
Ligde aldığı kötü sonuçlardan sonra, 2009 senesinin Şubat ayında ayrılık sırası bu kez Tony Adams’a gelmişti. Takımın başına genç takım antrenörü Paul Hart geçerken, takım sezonu 14. sırada bitirdi.
Mali durumunu bir türlü düzeltemeyen kulüp, giderek borç batağına saplanırken 26 Mayıs 2009’da, Suudi Arabistanlı iş adamı Sulaiman Al Fahim kulübün yeni sahibi oluyor, ancak kötü gidiş devam ediyordu. Giderek büyüyen borcu ödeyebilmek için yıldızlarını birer ikişer satmak zorunda kalan takımdan, Peter Crouch, Sylvain Distin, Niko Kranjcar and Glen Johnson ayrılırken, takımdaki futbolculara bir süredir ödeme yapılamadığı açıklanıyordu. Yeni sezonda da devam etti kulübün kötü kaderi. Alınan kötü sonuçlardan sonra, 2009 senesinin Kasım ayında Paul Hart görevinden alınırken, yerine daha önce Chelsea’de görev yapmış Avram Grant getirildi.
Mali durumunu bir türlü düzeltemeyen kulüp, giderek borç batağına saplanırken 26 Mayıs 2009’da, Suudi Arabistanlı iş adamı Sulaiman Al Fahim kulübün yeni sahibi oluyor, ancak kötü gidiş devam ediyordu. Giderek büyüyen borcu ödeyebilmek için yıldızlarını birer ikişer satmak zorunda kalan takımdan, Peter Crouch, Sylvain Distin, Niko Kranjcar and Glen Johnson ayrılırken, takımdaki futbolculara bir süredir ödeme yapılamadığı açıklanıyordu. Yeni sezonda da devam etti kulübün kötü kaderi. Alınan kötü sonuçlardan sonra, 2009 senesinin Kasım ayında Paul Hart görevinden alınırken, yerine daha önce Chelsea’de görev yapmış Avram Grant getirildi.
Geçtiğimiz günlerde, 11,5 milyonluk Sterlin vergi borcunu ödemesi için kulübe yedi gün süre veren yüksek mahkeme, borcun ödenmemesi durumunda kulübü iflas ettireceklerini duyurdu.
Bir sene içinde dört sahip değiştiren kulüp, 70 milyon Sterlin’e yaklaşan borcu ödeyebilmek için yeni bir umut arıyor, kulübün yüzde 10 hissesini elinde bulunduran El Fahim hisselerini ‘Portsmouth Supporters Trust’a (Portsmouth Taraftarlar Derneğine) hibe ediyordu.
Bu yazının yazıldığı saatlerde, Premier ligin dibine demir atmış Portsmouth, sahasında oynadığı en son maçta, 17,208 taraftarin önünde Stoke City’e son dakikada yediği golle 2-1 mağlup olurken, lige tutunma şansını mucizelere bırakıyordu. Uzun süredir maaş alamadıkları halde, canla başla mücadele eden Portsmouth’lu futbolcuların son dakikada yedikleri gol sonrası yıkılışları yansıdı ekranlara. Fratton Park’ın müdavimleri, maç sonunda sahadan yenik ayrılan futbolcularını ayakta alkışlarken, kaçınılmaz akıbeti kabüllenmiş görünüyordu. O gün o stad da bulunanlar, kaçınılmaz bir çöküşün son demlerine şahit olurken, adına endüstriyel futbol dedikleri batakta köklü bir futbol kulübü daha hayatta kalma savaşı veriyordu.
Bu yazının yazıldığı saatlerde, Premier ligin dibine demir atmış Portsmouth, sahasında oynadığı en son maçta, 17,208 taraftarin önünde Stoke City’e son dakikada yediği golle 2-1 mağlup olurken, lige tutunma şansını mucizelere bırakıyordu. Uzun süredir maaş alamadıkları halde, canla başla mücadele eden Portsmouth’lu futbolcuların son dakikada yedikleri gol sonrası yıkılışları yansıdı ekranlara. Fratton Park’ın müdavimleri, maç sonunda sahadan yenik ayrılan futbolcularını ayakta alkışlarken, kaçınılmaz akıbeti kabüllenmiş görünüyordu. O gün o stad da bulunanlar, kaçınılmaz bir çöküşün son demlerine şahit olurken, adına endüstriyel futbol dedikleri batakta köklü bir futbol kulübü daha hayatta kalma savaşı veriyordu.
Kötü yönetimler, işbilmez ellerde hayatın temel kuralını hiçe sayarak nicedir kazandığından fazlasını harcamış bir futbol kulübü daha borç batağında can çekişirken, bu koma halini Portsmouth taraftar forumlarından birinde yazılmış o cümle pek güzel özetliyordu. Sir Winston Churchill’in bir zamanlar İngiltere’nin durumunu anlatmak için kullandığı cümleyi kendi takımına uyarlamıştı:
“There is a forgotten, nay almost forbidden word, which means more to me than any other. That word is Portsmouth.”
“Unutulmuş, hatta neredeyse yasaklanmış bir kelime var. Oysa benim için tüm kelimelerden daha değerli. O da ‘Pompey’...”
Ziya Adnan
0 YORUM:
Yorum Gönder