Evsahibi olan ülkenin vatandaşları ülkelerinden muhakkak kazanmalarını beklerler her daim. Üstüne bir de rakip zayıf görülürse takımlarının farklı kazanmalarını isterler. İşte Fransa 98'de ev sahibi Fransa'nın taraftarları takımlarının grubunda üçte üç yaptıktan sonra ikinci turdaki rakibi Paraguay karşısında çok rahat ve farklı bir galibiyet bekliyorlardı. Genel olarak konuşulan konu Fransa'nın gruplarda Güney Afrika'yı 3-0, Suudi Arabistan'ı 4-0 yenmesinden sonra Paraguay'a kaç gol atacağıydı.
Fakat herşey o kadar kolay olmamıştı Fransa için...
Fransızların hesap etmedikleri nokta Paraguaylıların maç boyunca adeta kendi kaleleri önüne etten duvar örmeleriydi. Paraguay kendi grubunda sadece bir gol yiyerek gol atması ne kadar zor bir takım olduğunu kanıtlamıştı. O tek golü de Nijeryalı Oruma atmayı başarmıştı. Hatta Paraguay gol yemiyor, kendisi de atamıyordu. Yine kendi grubundaki 0-0 biten Bulgaristan ve İspanya maçları buna kanıttı. Fransa'da kendi grubunda sadece bir gol yemiş ancak tam dokuz gol atmayı başarmıştı...
Fransa milli takımı büyük yıldızlarına rağmen bir türlü Paraguay kalesininin kilidini açamıyordu. Trezeguet'in, Djorkaeff'in şutları ya Chilavert'ten ya Ayala'dan dönüyor, ya da kale arkasındaki taraftarlarla bütünleşiyordu. Chilavert belki de kariyerinin en zor ama en başarılı maçlarından bir tanesini yaşıyordu. Defans hattının ise kaleden farkı yoktu. Arce, Gamalla, Rojas ve Celso Ayala hayatlarının maçını oynar gibiydi...
Doksan dakika 0-0 bitmişti. Paraguay'ın direnişi inanılmazdı. Lens'ta, Stade Félix Bollaert'ta toplanan Fransızlar maçtan önce 'kaç atarız' hesaplarını bırakmıştı. Şimdi içlerindeki korku olası bir altın golle ya da şanssız bir şekilde penlatılarla Güney Amerikalılara kaybetmekti. Böyle harika bir oyundan sonra elenmek kabus gibi olurdu onlar için.
Fakat Fransızların korktukları başlarına gelmemişti...
İlk kez Fransa 98'de uygulamaya başlanan bir kural olan 'Altın Gol' uygulaması ev sahibine uğur getirmişti. Savunmadan çıkan L. Blanc ceza sahası içinde Trezeguet'in göğsü ile indirdiği topa sert vurarark Chilavert ve Paraguay'ı avlamştı. Dakikalardır direnen Paraguay yıkılmıştı adeta. Blanc'ın attığı herhangi bir gol değildi. Bu 'Altın Gol' dü...
Fransa-Paraguay maçını Marcel Desailly'den dinleyelim son olarak:
"Kahraman! İkinci tur maçında altın gole imza atarak Paraguay'ı 1-0 elememizi sağlayan L. Blanc... Tüm Fransa'yı kurtaran adamın savunmadaki komşunuz olması çok ilginç bir durum! Pazar günü, öğleden sonra, Lens'ta, oynanan bu maçta, Blanc savunmayı bana emanet etmişti. Onun ileriye çıkmaması, yerinden ayrılmaması için çok uğraşmıştım. Düşünsenize, rakip ceza alanında oynamaya başlamıştı! Paraguay kalesine yaklaştı, yaklaştı ve bize çeyrek finali getiren golü attı. Her şey gayet basitti, futboldaki herşey gibi. Maçtan önce F. Barthez'in kafasına kondurduğu öpücük gibi..."
Fransa çeyrek finaldeydi. 113 dakika ecel terleri döken Fransa İtalya'nın rakibi olmuştu...
FRANSA
Fabien BARTHEZ (GK) - Bixente LIZARAZU - Laurent BLANC - Youri DJORKAEFF - Didier DESCHAMPS - Marcel DESAILLY - Thierry HENRY (-64') - Bernard DIOMEDE (-76') - Lilian THURAM - Emmanuel PETIT (-69') - David TREZEGUET
PARAGUAY
Jose Luis CHILAVERT (GK) - Francisco ARCE - Carlos GAMARRA - Celso AYALA - Jose CARDOZO (-91') - Roberto ACUNA - Pedro SARABIA - Carlos PAREDES (-74') - Miguel BENITEZ - Julio Cesar ENCISO - Jorge CAMPOS (-55')
1982 İspanya || Fransa - Kuveyt
1982 İspanya || B. Almanya - Avusturya
1982 İspanya || Macaristan - El Salvador
1994 Öncesi Birleşik Devletler
Fotoğraflar: Blanc 113'te Paraguay'ı avlıyor. @ Gettyimages, Barthez ve Blanc Paraguay maçı öncesinde. @ Calciopro.
4 YORUM:
Yanlış hatırlamıyorsam Altın Gol uygulaması ilk kez EURO 96'da uygulanmıştı. Almanya-Çek Cumh. maçında uzatmalarda Bierhoff'un altın golüyle Almanya kupaya uzanan taraf olmuştu.
Evet doğrudur. İlk kez Euro 96'da uygulandı. Fransa 98 ilk kez uygulanan Dünya Kupası, onu belirtelim
Haklısın kesinlikle. En büyük kaymağını da Fransa yemişti zaten bu maçla. Hiç unutmuyorum harika bir Pazar günüydü. Ailece gidilen piknikten döner dönmez televizyonu açmıştım ve uzatmalara ancak yetişmiştim. Güzeldi o günler.
Paraguay'da Celso Ayala kapı gibi defans adamıydı. Menajer olsam hemen getirirdim Türkiye'ye :)
Yorum Gönder