Eskişehirspor artık yavaş yavaş Turkcell Super Lig'in kilit takımı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Önümüzdeki sezonlarda Bursaspor'un yakaladığı şampiyonluğu Eskişehirspor'dan beklemek artık çok lüks bir düşünce değil. Peki Eskişehirspor'da 2010-2011 sezonu öncesi Viyana kampınının tamamlandığı şu günlerde neler var neler yok?
Öncelikle Taraftarın beklentilerinden ve tepki çeken ufak bir durumdan bahsetmek gerek. Bu ufak ayrıntı Lig Tv'nin kampanyası. Bildiğiniz gibi Lig tv dokuz takımın maçlarını canlı olarak verecek ve bu takımların içinde Eskişehirspor'da mevcut. Benim de çevremden gördüğüm kadarıyla bu duruma ilgi büyük ve taraftarda tribünlerin bundan olumsuz etkilenmesinden korkuyor.
Taraftarın 'isimli' transfer beklentilerinin yüksek olduğu aşikar. Hatta Eskişehir'de çıkan şehir efsanelerinin dilden dile dolaşması sonucunda bu beklentiler büyük ölçüde artıp gidiyordu. Beşiktaş'tan Rodrigo Tello'nun takıma katılması ve ardından yine Zapo isminin yoğunluk kazanması ile birlikte taraftarın tatmin olduğunu söyleyebiliriz ancak bu durum Milan'la yapılan 'kardeş kulüp' anlaşması ile birlikte beklentilerin daha da büyük olmasının önüne geçmiyor. Milano kentinden en az bir transfer bekleyen taraftarlar renktaşları olan kulüpten değil ancak İnter'den Pele'nin alınması ile mutlu olmuş gözüküyorlar. Ancak unutulmaması gereken TSL'de üçüncü sezonunu geçiren Eskişehirspor'un yönetimin 'oldu' demesine rağmen halen bir kadro yapılanması içinde olduğu...
Şüphe yok ki Tello transferi kulübe ve futbolculara moral vermiş durumda. Eskişehirspor adına hem lider oyuncu, hemde duran topların ustası. En azından Eskişehirspor bu sezon Şilili oyuncunun gelmesi ile birlikte köşe atışları ve frikiklerde sıkıntı yaşamayacak. Pele ve Batuhan'ıda eklersek transferlerin olumlu olduğunu ve defans dışında diğer bölgelerde sıkıntıların olmadığını söyleyebiliriz. (Batuhan'ın tekrar Beşiktaş'a gideceği ciddi biçimde konuşuluyor). Rıza Çalımbay Ümit Karan'ın takımdan ayrılması ile birlikte forvete bir transfer daha yapabileceklerini açıklamıştı. Batuhan'ın söylentilerin aksine takımda kalması halinde onu zorlayacak bir forvet oyuncusunun alınması ve Jaycee ile beraber forvet hattının sorunsuz olacağı kanaatindeyim.
Eskişehirspor'da az önce de söylediğim gibi en büyük sıkıntı defans bölgesinde. Şu anda görünen o ki yük Nadareviç ve Sezgin’de olacak. Geçen sezon daha lig bitmeden Rıza Çalımbay tarafından defterden silinen Vucko'nun dahi şu an için bir alternatif olmaması sebebiyle kadro da tutulması bu durumun en büyük örneği. Alınacak yeni defans oyuncuları ile beraber Vucko ile yollar kesin olarak ayrılacak. El Saka'nın yerinin de doldurulamaması düşündürücü. El Saka her ne kadar vasatın üstünde bir defans oyuncusu olsa da Eskişehirspor defansını toparlar nitelikte bir oyuncudu ve Rıza Çalımbay'ın da deyimi ile 'kötünün iyisi' idi. Önce Zapo, ardından Cezayir'de bakılan defans oyuncularının ardından bir ay geçmesine rağmen transfer gerçekleşmiş değil. Tello ve Pele'nin ardından aynı isimde ve kalitede bir defans oyuncusu lig başlamadan alınmalı. Bu uyum süreci de düşünülerek yapılmalı. Hatırlamak gerekirse zaten geçen sezonda yine aynı mevki de oynayan oyuncuların kritik maçlarda yaptığı hatalar nedeniyle büyük puan kayıpları yaşanmış ve ilk beş şansı bitmişti. Defans probleminin de çözülmesi ile beraber önümüzdeki sezon keyifli ve daha sonraki sezonlarda şampiyon olabilecek bir takımın temellerini atan bir Eskişehirspor izleyebiliriz...
0 YORUM:
Yorum Gönder