11 Mart 2010 Perşembe

Adiós ...



Madrid...

İçinden çoğu Avrupa şehrinde olduğu gibi nehir geçmez;

Real Madrid geçer,

Santiago Bernabeu geçer...

Her köşesinden flemenko müziğinin yükseldiği o büyülü şehirde bu sesin yerini uğultu aldı bu gece...

Hayallerin ve bu şehrin takımı S. Gerland'da alınan yenilgiden sonra çok istediği tura ve Bernabeu'da final oynamaya ulaşamadı...

Bernabeu tribünlerinde maçtan önce çok büyük ihtimal çoğu taraftarın elinde olan ve çikolata sosuna batırılarak yenen churros dışında ağızları ve yürekleri tatlandıracak hiçbirşey yoktu... 

Fransa'da Paris'ten Lyon'a doğru inen bir gezginin yavaş yavaş bünyesinde Akdeniz'in sıcaklığını hissetmeye başlaması gibi Ol. Lyon'da Ronaldo'nun golünden sonra yavaş yavaş turu hissetmeye başladı... İstedi... 

Miralem ise işi bitiren isim oldu...

Skor 1-1 olduktan sonra hem stadyumdakiler, hemde  Puerta del sol meydanında maçı izleyen yüzlerce kişi kahroldu... O an belki de heykelleri ile insanları selamlayan Sancho Panza ve Don Kişot tekrar kılıçlarını kuşanabilse ve canlansa Real Madrid'i kurtaracak tek faktördü...

Maçta Miralem'in golüne kadar çok istekli bir Real Madrid vardı... 1-0 devam ederken akıllarda önce turu getirecek ikinci gol, sonra da final vardı...

Fakat altı sezonda olduğu gibi maç bittiğinde yine çeyrek finale çıkamayan bir Real Madrid ta oralardan bize selam duruyordu...

Geriye şimdi şu beş şey kaldı;

Oyundan çıkarken protesto edilen bir Kaka,

Milyon dolarlara rağmen gelmeyen başarı,

Basın tarafından maçın daha bitiminden yarım saat sonra yerden yere vurulan bir Pellegrini,

Barca'nın Bernabeu'da final oynaması endişesi,

ve;

Madrid'de kaldığı otelde büyük ihtimal eski bir şarapla kutlama yapan bir Ol. Lyon...

Bende Marca'nın attığı başlıkla bitiriyorum;

Adiós Champions...


REAL MADRİD: 1 - LYON: 1

Stat: Santiago Bernabeu 

Hakemler: Nicola Rizzoli, Cristiano Copelli, Luca Maggiani

Real Madrid: Casillas, Ramos, Garay, Albiol, Arbeloa (Dk. 84 Diarra), L Diarra, Guti, Granero (Dk. 62 van der Vaart), Kaka (Dk. 77 Raul), Ronaldo, Higuain

Lyon: Lloris, Reveillere, Cris, Boumsong (Dk. 46 Kallström), Cissokho, Toulalan, Pjanic (Dk. 84 Ederson), Govou, Makoun (Dk. 46 Gonalons), Delgado, Lopez

Goller: Dk. 6 Ronaldo (Real Madrid), Dk. 75 Pjanic (Lyon)


+

Bu gecenin diğer maçına (ManU-Milan) ithafen;


Old Trafford'da Becks...

2 YORUM:

alessandro del piero dedi ki...

çok enteresan yahu; tarihi boyunca parayla, kibirle, maç ve kupa satın alan franco'yla ismi anılmış, takımını ruhuyla değil başarısı için destekleyen taraftarları olan, ülke içinde devlet desteği altında en büyük rakiplerini gerek medyayla gerek masabaşı oyunlarıyla manipüle etmekten çekinmemiş, başarıları şaibeli ama futbol tarihinin en itici kulübü etiketine sahip oluşu şüphesiz bir takım için bunca romantizmin yapılması, şu duygusallıklar çok göz yaşartıcı gerçekten.

emek, mücadele, azim, ruh, tutku, bağlılık, samimiyet.. şu kavramlarla tarihi boyunca bir kere dahi alakası olmamış bir takım nesi için bu kadar değerli görünüyor çok merak ediyorum.. parayla başarının satın alınamayacağının bilmem kaçıncı kez kanıtlanmış olması real taraftarının gözyaşlarından çok daha önemli bir konu sanki.

Oğuz Öztürk dedi ki...

Sevgili alessandro del piero,

Hangi taraftar olursa olsun takımını ruhuyla destekler. Bu hiçbir zaman değişmez. Ayrıca eğer yazmak gerekiyorsa Real Madrid'in ezeli rakibinin de kendini Katalunya milli takımı olarak gördüğü, merkeze her daim baş kaldırması, kendini hiçbir zaman İspanya'ya ait görmemesi de altı çizilmesi gerekenler. Ülkemizde bu tür şeylerle anılan bir takımımızı her daim itici görmek ve ona yan gözle bakmak, başka bir ülkede benzer durumlarla anılan bir takıma sempati duymak ile zıtlık taşıyor... Tabii iş Türkiye'de olunca işler değişiyor...

emek, mücadele, azim, ruh, tutku, bağlılık, samimiyet... Bu saydığın kelimeleri Real Madrid tarihinde sonuna kadar hak eden o kadar çok oyuncu var ki... Tıpkı Barcelona'nın tarihinde, tıpkı birçok takımın tarihinde olduğu gibi... Nasıl Real Madrid'de bunların olmadığını iddia edebiliyorsun ?

Parayla başarı satın alınamıyor fakat bilmem kaç milyon euro ya İbrahimovic, Alves, Ronaldinho, ya da ismi şimdi aklıma gelmeyen onlarca yıldız alnıyor değil mi? Gören sanki Barcelona'nın hiç transfer yapmadığını, hiç taraftar ürünü satmadığını, hiç bilet satmadığını sanır...

Son olarak, insanlar istedikleri takımlara sempati duymakta özgürler. Ben Real Madrid'i İker için severim, Raul için severim ya da kupaları için severim. Bu durum herkese göre değişir. Aynı şey senin içinde geçerli.

Nickinde Del Piero yazıyor. Bu oyuncunun oynadığı takımın yakın zamanda şike iddiaları ile küme düşürüldüğünü de unutmamak gerek...

Şimdi lütfen bırak ta herkes istediği takıma sempati duysun, istediği takımı sevsin... Tıpkı senin Barca'yı, Del Piero'yu ya da profil resminde bulunan ManU'yu sevmen gibi...

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan