31 Mart 2010 Çarşamba

Haftanın Yıldızı; Selçuk Şahin


Son günlerde, medyamızda Selçuk Şahin fetişizmi yaşanıyor. Daha birkaç hafta öncesine kadar "tü kaka" ilan edilen ön libero, bugün öyle bir konuma geldi ki medyamızı dışarıdan biri izlese demek ki Türklerin Xavi'si Selçuk Şahin'miş diyecek. Tabii ki yok böyle birşey fakat şöyle bir şey var; bugüne kadar Selçuk'a haddinden fazla suç yüklendi. Takım kötü gittiğinde baş sorumlu o gösterildi ama o, bu kadar eleştiriyi hak etmiyordu ve bana sorarsanız Selçuk Şahin, Cristian Baroni'den az bir futbolcu değil. Hiçbir zaman da olmadı!

2003 Konfederasyon Kupası, Türk futbolu için bir milat olacaktı. Belki o jenerasyon, biraz daha dikkatli olsa ve futbola "gerektiği kadar" eğilse bugün ulusal takımımızda bambaşka isimler görecektik. O turnuvada, göze batan 3 futbolcumuz vardı; Volkan Arslan, Tuncay Şanlı ve Selçuk Şahin.

Selçuk o zamanlar, Uzanlar hakimiyetinde son mutlu günlerini geçiren İstanbulspor'da oynuyordu. 2001'den 2003'e dek İstanbulspor'da 69 maçta forma giydi ve "Anadolu ağırlığı" en fazla olan milli takımımızda forma şansı buldu. Doğrusunu söylemek gerekirse bu şansı çok iyi değerlendirdi. Fenerbahçe forması ile dejenere olana dek, Türk futbolunun en büyük gelecek ümitlerinden biri olarak gösterildi. Daha sonra, alınan kötü sonuçlar Selçuk'un başında patladı ve dünya çapında bir yıldız olacağı söylenirken TSL'de bile oynatılmaması gereken(!) bir futbolcu konumuna düştü.

Selçuk, inanılmaz marifetleri olan bir oyuncu değil. Biri ona basit oynamayı öğretse çok iyi olacak ve Fenerbahçe'nin değişmez futbolcularından biri haline gelecek. Fakat Selçuk, kimi zaman öyle oynuyor ki kendi ayaklarını Xavi'ninkilerle karıştırıyor. Haliyle top kaptırılınca, başına olmadık işler geliyor. Baroni, Selçuk'un düz hali bana sorarsanız. Aralarında hiçbir fark yok ya da hadi bilemedin, çok az fark var. Baroni, en yakınındaki adama topu bırakıp kaçma derdindeyken Selçuk, biraz heyecan yaşatmak istiyor. Çoğu zaman, fazla adrenalin pompalamasından ötürü patlıyor ama kimi zaman Galatasaray'a karşı olduğu gibi coşuyor. 35 metreden gelen golü Fenerbahçeliler, Selçuk'un hayalci futbol tarzına borçlu biraz da! Ve tabii ki, Leo Franco'nun hayal gücüne.

0 YORUM:

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan