Akdeniz insanlarını bilirsiniz. Hafif tembellkik, belki biraz uyuşukluk ve pek tabii siesta alışkanlığı… Malta’da da bunların yanında alışkanlık haline gelen bir şey daha var, o da futbol… Bu küçük ülkede yaşayan Akdeniz insanları futbolla yatıp futbolla kalkıyorlar. Milli takımları pek iyi bir düzeyde değil, kulüp takımları hiç yok denecek kadar az. Buna rağmen ülkede ulusal futbol ligi 1909′dan beri düzenli olarak oynaıyor. Hibarnians, Sliema W. ve Florina ülkede en çok deteklenen takımlar. Zaten geriye kalan takım sayısıda bir elin parmaklarını geçmiyor. Malta’da yaşayan sakin insanlar Malta milli takımı dışında İngiltere ve İtalya milli takımlarını da kendi ülkeleri gibi destekliyorlar. Son Dünya Kupası’nda İtalya’nın şampiyon oluşundan sonra ülkede sabahlara kadar yapılan kutlamalar Maltalı insanların kendilerini biraz İtalyan gibi hissettiklerinin de bir kanıtı. Malta milli futbol takımınında başarı elde etmesini hayal etmeden de duramadıkları kesin. Fakat onlar için başarı bir kupa değil. En kötü Dünya ya da Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında sonuncu olmamak… Ülkenin direk turnuvaya dahil olması ise ulusal bir bayram nedeni olabilir Malta için…
Ülke halkının mutluluğu İngiliz ve İtalyan milli takımlarının başarılarında aramaları biraz ilginç fakat biraz da mecburi… Malta’daki insanların çoğunun kendini İtalyan ya da İngiliz hissetmesi veya bu ülkelerin kökenlerinden gelmesi yine bu durumda etkili bir durum gibi… Mecburiyetten kasıt ise Malta milli futbol takımının sürekli aynı yerde sayması ve bir türlü kıpırdayamaması… Öyle ki, Malta futbol takımı 1964′ten 2008′e kadar katıldığı Avrupa Futbol Şampiyonaları elemerinde olduğu gruplarda sürekli sonuncu olarak istikrar yakalamış… Yine 1974′ten beri katıldığı Dünya Kupaları eleme gruplarında da sürekli sonuncu olmuş. Yine milli takımın bu elemerde aldığı toplam galbiyet sayısı sadece dört…
Her ülkenin milli bir futbol kahramanı vardır elbet… İşte Malta’da da bu kahraman Michael Mifsud. 28 yaşındaki Mifsud’u duyanlarınız vardır. Ülke futbolunun aksi bir durumda Mifsud, kendine Almanya ve İngiltere liglerinde her daim yer bulmuş bir isim. 2001-2003 yılları arasında Kaiserslautern‘de, 2007-2009 arasında ise Coventry City‘de oynamıştı. Coventry’de geçen 2 yıl için onun altın çağı demek mümkün. Ülkenin Ulusulararası üne sahip tek futbolcusu olan Mifsud şimdilerde ise Burnley’de kiralık olarak forma giymeye devam ediyor. Halen, Mifsud birgün futbolu bıraktığında onun kadar yetenekli olacak bir Maltalı futbolcu yok. Tüm milli takım Mifsud’un çevresinde toplanmış durumda… Yine Carmel Busuttil de en çok forma giyen isim Malta’da.
Malta tarihinde yüzyıllar içinde tek bir dönüm noktası gösterilir. O da yıllar yıllar önce Osmanlı donanmasının kuşatmasına karşı 80 yaşındaki Grand Maître (üstad-ı azam) Jean de la Valette‘in komutasında gerçekleştirilen savunmadır… Bu olay Malta tarihinde ‘milat’ olarak kabul edilir. Şimdilerde ise aynı milat Malta futbolu içinde geçerli. Futbol geçmişi çok eskilere, 1900′lü yıllara dayanan Malta artık bir şekilde San Marino gibi ülkelerden sıyrılıp kendini gösterebilmeli… Malta futbolu ve geleceği ile ilgili Hibernians futbol takımı teknik direktörü olan ve ülkede sadece bir yıl geçiren İngiliz Mark Miller‘in sözü ışık tutacak cinsten;
” Günlük güneşlik bir yer, yüz yılı aşkın bir futbol tarihi… Bu ülkenin futbolunu geliştirmemiz gerek. En azından benim içim Malta’nın katıldığı her elemede sonuncu olmasına el vermiyor…”
Bakalım yüzyıllardır aynı yerde seyreden Malta futbolu 2012 elemeleri ile beraber bir kıpırdanma içine girebilecek mi?
0 YORUM:
Yorum Gönder