22 Şubat 2010 Pazartesi

Paris Saint Germain 1993-97



Efsanenin Başlangıcı
Efsane 1993 yılının Haziran ayında başlamıştı. Ginola, Roche ve Kombouare'nin golleriyle Nantes karşısında 3-0 kazanan Paris St. Germain, 10 yıl sonra Fransa Kupası'na uzanıyordu. Takım uzun yıllar bekledikten sonra iyi bir kadroya kavuşmuş, iddialı bir ekip haline gelmişti. Zaman zaman ligi üst sıralarda bitirse de hiçbir zaman favori görülmüyordu. Fakat Fransa Kupası'nı alan takım bir sonraki sezonda gerçekten ciddiye alınmaya başladı. Portekizli Artur Jorge, bir sezon sonra PSG hayranlarını sevindirecekti.

1993-94 sezonu başladığında takım artık favoriler arasında gösteriliyordu. Marsilya, Bordeaux ve Nantes ise diğer favorilerdi. Takım lige çok iyi girdi. Sıkça berabere kalmasına rağmen fazla yenilmediği için ligin üst basamaklarında yer almayı becerdi. Marsilya ile girdiği şampiyonluk mücadelesinden galip ayrılarak kulüp tarihinde ikinci kez Fransa şampiyonluğunu elde ettiler. Ginola ve Liberyalı forvet George Weah'ın müthiş çabalarıyla gelen şampiyonluk takımı çok iyi havaya soktu. Sezon boyunca sadece üç kez yenildiler. Aynı sene Kupa Galipleri Kupası'nda mücadele ettiler. Apoel, Universitatea Craiova gibi sıradan takımları geçtikten sonra çeyrek finalde Real Madrid'i saf dışı bıraktılar. Takımın yarı finaldeki rakibi ise Arsenal'di. İlk maçta 1-1 berabere kaldılar fakat ikinci maçta Arsenal 1-0 kazanınca finale çıktı ve daha sonra kupayı da aldı. Yine de Paris için başarılı bir sezondu. Bir şampiyonluk ve bir Avrupa Kupası'nda yarı final...

1994-95 sezonunda ise Paris SG, Şampiyonlar Ligi'nde oynamaya hak kazanmıştı. Ülkesine Benfica'yı çalıştırmak için dönen Artur Jorge'nin yerine eski milli oyuncu Luis Fernandez getirilmişti. Elemeleri başarıyla geçen Paris temsilcisi gruplarda Bayern Münih, Spartak Moskova ve Dinamo Kiev ile eşleşmişti. Takım bu gruptan lider olarak çıktı ve kalitesini kanıtladı. Çeyrek finalde rakip ise Barcelona'ydı, takım bu engeli de aştı. Yarı finaldeki rakipleri İtalyan devi Milan'a karşı ise tutunamadılar; 1-0 ve 2-0'lık mağlubiyetlerle yine finalden oldular. Ligde ise ancak üçüncü sırayı alabildiler. Yine de hem Fransa Kupası'nı, hem de Fransa Lig Kupası'nı alarak Kupa Galipleri Kupası'na katılma hakkını kazandılar. Bu sezonun öne çıkan isimleri Brezilyalı Rai ve Ginola'ydı.

İki Final, Bir Kupa
1995-96 sezonu başladığında Paris St. Germain yine iyi bir giriş yaptı. Giden Ginola'nın yeri Djorkaeff ile doldurulmuştu. Ayrılan bir diğer isim ise George Weah'tı ki onun yeri de Loko veya Dely Valdes ile doldurulmak isteniyordu. Kaldı ki Loko iyi performans sergiledi ve Fransa Milli takımına kadar yükseldi. Ayrıca müthiş bir genç yetişmek üzereydi adı da Nicolas Anelka'ydı. Sezon sonu geldiğinde takım ligi lider Auxerre'in dört (4) puan gerisinde ikinci olarak buldu. Asıl başarı ise Kupa Galipleri Kupası'nda gelecekti.

İlk turda Norveç temsilcisi Molde kolay geçilmişti. İkinci turda rakip daha dişli görünüyordu ama onlar da Fransız fırtınasına dayanamadılar. Paris, İskoç temsilcisi Celtic'i de 1-0 ve 3-0'lık skorla kolay geçti. Çeyrek finalde Parma, Paris'i biraz zorladı. İlk maçta 1-0 kazanan Parma ikinci maçı 3-1 kaybedince Paris yarı finale uzandı. Deportivo'yu 1-0'lık skorlarla toplamda 2-0 geçen Paris finalde Avusturya temsilcisi Rapid Viyana'nın rakibi olmuş oldu.

Final maçı 8 Mayıs 1996'da Belçika'nın Brüksel kentindeki Kral Baudoin stadında oynandı. Paris Saint Germain maça 4-4-1-1 düzeniyle çıktı. Teknik Direktör Luis Ferdandez takımından temkinli bir oyun bekliyordu. Bol gollü maç bekleyen yok gibiydi. İki takım da önce yememeyi düşünüyordu ki 28. dakikada bir defans oyuncusu olan Bruno N'Gotty frikikten Paris Saint Germain'i 1-0 öne geçiren golü kaydetti. Triffon Ivanov, Carsten Jancker, Heraf ve Kühbauer gibi yıldızlara sahip olan Rapid Viyana da gol atmakta fazla ısrarcı olmayınca Paris kupayı müzesine götürdü. Bu Paris Saint Germain'in kazandığı tek Avrupa Kupası olarak kaldı.

1996-97 sezonunda ise Paris, Fransa Ligi şampiyonluğunda gene iddialıydı. Bilbao'yu çalıştırmaya giden Fernandez'in yerine eski oyuncuları Ricardo Gomes'i getirmişlerdi. Geçen sene kazandıkları Avrupa Kupası'nın morali ile lige başladılar. Fakat Monaco sezonu açık ara önde şampiyon bitirirken Paris SG de ikinci sırada yer alıyor ve yeni yürürlüğe giren uygulama ile Şampiyonlar Ligi'ne kalıyordu. Sezon başındaki Süper Kupa macerası ise başarısızdan çok acıydı; Juventus, PSG'yi tam 6-1 yenmişti. Ama Kupa Galipleri Kupası'ndaki başarı sürüyordu. Geçen senenin şampiyonu, ilk turda Moldova'nın zayıf ekibi Vaduz'u 3-0 ve 4-0'lık sonuçlarla eliyor, ikinci turda ise temsilcimiz Galatasaray ile eşleşiyordu. Net nafızalarda olan bu eşleşme oldukça çekişmeli geçmişti aslında. Galatasaray ilk maçta 4-2 kazanmasına rağmen ikinci maçta 4-0 yenilerek kupaya veda etti. Dely Valdes'in golleri hala Türk futbolseverlerin hatırındadır. Çeyrek finalde AEK, yarı finalde ise Liverpool; Paris karşısında tutunamayan takımlar oldular. Saint Germain yine finaldeydi. Bu sefer ise rakip Rapid Viyana kadar zayıf değildi. Rakip İspanyol devi Barcelona'ydı.

Ricardo Gomes yönetimindeki Paris St. Germain Cauet ve Leonardo ile kuvvetlendirilmiş kadrosuyla Bobby Robson'ın Romario, Ronaldo, Figo ve De la Pena'lı Barcelona'sına karşı iyi bir mücadele verdi. Feyenoord'ta oynanan maçı Barça, Ronaldo'nun penaltıdan attığı gol ile 1-0 aldı ve kupayı evine götürdü. Paris St. Germain geçen sene aldığı kupayı bu sene alamamıştı ama Avrupa Kupaları'ndaki ününü sürdürüyor ve büyük kulüp olma yolunda emin adımlarla ilerliyor gibiydi ama beklenenin aksine düşüş başladı.

1997-98 sezonunda ise Şampiyonlar Ligi'nden elenen Paris, Fransa'da da düşüşe geçti. Fransa kupası'nı kazandı ama ligde ancak sekizinci sırada yer alabildi ve günümüze kadar uzanan başarısızlık dönemleri başladı.


Taktik:
Paris Saint Germain'in yükseliş dönemindeki ilk hoca Portekizli Artur Jorge, Paris'i yıllar sonra büyüklerin ligine tekrar sokmuştu ve Kral Arthur olarak anılıyordu artık. Kalede atletik yetenekleri üst düzeyde olan Bernard Lama'yı tercih ediyordu. Lama Fransa milli takımına kadar yükselmiş ve yıllarca kaleyi korumuştu Arthur'dan sonra. Defansı dörtlü kuruyordu elbette; liberoda Brezilyalı tecrübeli isim Ricardo Gomes hem oyun kuruyor hem de atakları kesiyordu. Kambouare ise fiziken kuvvetli ve hava toplarında üstün bir oyuncuydu. Solbekte Colleter, sağ bekte ise Sassus vardı. Orta sahada ise Paul Le Guen ve Guerin göbeği tutarken, Ginola ve Valdo ise sol ve sağ kanatları kullanıyorlardı. Forvetin hemen arkasında Rai, onun önünde de George Weah vardı. Gravelaine, Daniel Bravo, Nouma, Fournier gibi kaliteli isimler vardı. Jorge daha önce pekçok takım çalıştırmış başarılı bir antrenördü. Disiplinli ve sıkı bir futbolla Paris Saint Germain'i şampiyonluğa ulaştırmıştı ama yönetim oynattığı futbolu fazlasıyla defansif olarak görüyor ve bunu beğenmiyordu.

1993-94 İdeal 11: Lama / Sassus, Kambouare, Ricardo Gomes (Roche), Colleter / Valdo, Le Guen, Guerin, Ginola / Rai / Weah


Arthur Jorge sert oynattığı için gönderilirken, yerine Luis Fernandez getirildi. Luis daha atak bir futbolu tercih etse de şablonu fazla değiştirmedi. Lama yine kaledeydi. Lu Guen defansa çekilip, Ricardo'nun yerini almıştı. Roche da özellikle Fernandez'in ilk sezonunda sakatlığı sebebiyle sadece 14 maçta oynamıştı ve yerini N'Gotty'ye kaptırmıştı. Buna karşın iyileşince N'gotty sağ beke çekildi. Sol bek ise Colleter olmuştu. Orta sahada da bir dizi değişiklik vardı. Bravo as takıma terfi etmiş, Guerin ile beraber göbeğe yakın pozisyon alıyorlardı. Sağ kanatta Fournier oynarken, ilk sezonda Ginola daha sonra ise Djorkaeff defansif katkısı olmadan, biraz da sol kanada yakın olarak forvetin arkasında Rai ile beraber duruyordular. Forvette ise 1994-95'te George Weah varken, 1995-96'da yerini Loko'ya bırakmıştı. Dely Valdes ise yedek kulübesindeki kozdu. Takım daha ataktı ve Avrupa'da başarılı da oldu. Ferdandez'in durduğu iki sezon boyunca ligde şampiyon olamasalar da bu kadro seçimiyle bir Kupa Galipleri Kupası aldılar, aynı kupada bir kere de final oynadılar.

1994-95 İdeal ilk 11: Lama / N'Gotty, Le Guen, Roche (Ricardo Gomes), Colleter / Fournier, Daniel Bravo, Guerin, Ginola / Rai / Weah
1995-96 İdeal ilk 11: Lama / N'Gotty, Lu Guen, Roche, Colleter / Fournier, Daniel Bravo, Guerin, Djorkaeff / Rai / Loko



Ricardo Gomes ise geçmiş iki teknik adamın yaptıklarını tekrarladı ve sistemle oynamadı. Sadece gidenlerin yerine yenilerini aldırdı. Lama'nın kaledeki, Lu Guen de bankoydu ama Roche'un yerine N'Gotty defansın göbeğine çekilmişti. Fournier ise orta sahadan sağ beke geldi, sol bek ise genç Domi'nin olmuştu. Orta saha ise tamamen değişmişti. Sağ kanatta Leroy, solda Leonardo takımın güçlü isimleriydi. Cauet ve Guerin ise orta sahanın ortasındaydılar. Rai forvet arkası, Loko ise santrafordu.

Üç teknik adam da 4-4-1-1'den vazgeçmediler.
Fakat sürekli daha atak oynayan PSG'ler izledik.

1996-97 İdeal ilk 11: Lama / Fournier, Lu Guen, N'Gotty, Domi / Leroy, Cauet, Guerin, Leonardo / Rai / Loko



Takımın En İyi Oyuncusu:

4 senelik zarf içinde Paris SG kadrosuna çok iyi oyuncular gelip gitti. Özellikle bu sürecin ilk iki senesinde forma giyen George Weah çok iyi performanslar ortaya koydu. Zaten 1995'te daha Milan'a yeni transfer olduğunda PSG'de sergilediği futbolla Avrupa'da yılın oyuncusu da seçildi. Fakat o zamanlarda takımda olmasının yanı sıra, Kupa Galipleri Kupası'nı kazanan ve ardındaki sezon final oynayan takımın maestrosu Rai takımın en iyi oyuncusuydu bence. 1982 Dünya Kupası'nın yıldızlarından Socrates'in kardeşi olan Rai, aynı onun gibi müthiş bir oyun zekasına sahipti. Buna karşın kuvvetli ve hareketli bir oyuncuydu. Güçlü fiziği, oyun kurmasında yardımcı oluyordu. Pasları adrese teslimdi, şutları da hiç fena değildi. 145 maçlık Paris Saint Germain kariyerinde 45 gol kaydetmeyi bildi. Loko ve daha öncesinde Weah'a yaptığı asistler de dikkat çekiciydi. Kulüp takımlarındaki başarısını milli takımda da yakaladı. 51 maçta kaydettiği 17 gol az bir rakam değil.

Kaleciler:

Bernard Lama, Luc Borelli,
Richard Dutruel, Vincent Fernandez,
Miriel Bruno


Defans:

Alain Roche, Antoine Kambouare,
Didier Domi, Omar Dieng,
Patrick Colleter, Jean-Claude Fernandez
Françis Llacer, Gregory Paisley,
Eric Rabesantradana, Jimmy Algerino,
Ricardo Gomes, Romeo Calenda,
Jean-Luc Sassus, Paul Lu Guen,
Stephan Mahe, Jose Cobos,
Fabrice Kelban, Bruno N'Gotty,
Daniel Kennedy,


Orta Saha:

Pierre Reynoud, Vincent Guerin,
Daniel Bravo, Candido Valdo,
Bernard Allou, Laurent Fournier,
Rai Souza de Vieria, Djamel Belmadi,
Cedric Pardeilhan, David Ginola,
Youri Djorkaeff, Leonardo Araujo Nascimento,
Jerome Leroy, Benoit Cauet,
Jean-Philippe Sechet


Forvet:

George Weah, Xavier Gravelaine
Pascal Nouma, François Calderardo
Patrice Loko, Dely Valdes
Patrick Mboma, Cyille Pouget,
Nicolas Anelka


Başarılar

  • 1 kez Avrupa Kupa Galipleri Kupası (1995-96)
  • 1 kez Avrupa Kupa Galipleri Kupası Finali (1996-97)
  • 1 kez Şampiyonlar Ligi Yarı Finali (1994-95)
  • 1 kez Avrupa Kupa Galipleri Kupası Yarı Finali (1993-94)
  • 1 kez Fransa Şampiyonluğu (1993-94)
  • 2 kez Fransa Kupası (1992-93, 1994-95)
  • 1 kez Fransa Lig Kupası (1994-95)

----


3 YORUM:

Temur dedi ki...

Fransızların overrated kalecileri avrupa futbolunun en büyük balonlarıydı. Barthez ve Lama.

Dejan dedi ki...

Haklısınız, ikisi de yeterli kaleciler değildi. Lama atletikti, ama basit hatalar yapardı. Kayserili Souleymanu'ya benzetiyorum o açıdan.

Barthez ise tek esprisi son ana kadar bekleyip uçmak olan bir kaleciydi. yüzde 50 şansı var. İki adım atmak daha mı zor ? Bir kaleci 30 metreden gelen topa niye son ana kadar bekleyip uçar? Barthez bana bu soruları sordurtan kalecidir, bi katkısı olmuştur şu anki futbol anlayışıma :)

M.T dedi ki...

Gerek seyir zevki veren futbolları, gerekse yıldızlarıyla PSG müthiş bir takımdı. Ali Sami Yen'de Galatasaray'ın 4-2 yendiği maçta 90 dakikanın sonunda skora bakarken gözlerimi ovuşturuyordum. Gerçek dışıydı o takıma 4 gol atabilmek.

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan