Artık Drogba Arsenal maçlarında gol atmaya, Arsene Wenger'de Chelsea maçlarında Drogba'dan gol yemeye alıştı... Drogba dün gece yine bir Arsenal maçını boş geçmedi ve hem Arsenal'e hem de Wenger'e Deja vu'yu yaşattı, Arsenal'in en büyük baş belalarından biri olduğunu gösterdi. 10 maçta bir düzine gol... Drogba modern futbolun örnek alınması gereken en iyi forvetlerinden biri.
Maça geçelim;
***
Chelsea 2-0 kazanmayı başardı. Fakat maçın tümüne baktığınızda genel olarak hakim oynayan tarafın Arsenal olduğu rahatlıkla görülüyor. Maçtan önce santrafor sıkıntısı çeken bir Arsenal vardı. Buna rağmen yine bilindik Arsenal oyununu seyrettik. Bol pas, hatta bolca pas, üretken, hızlı... Tüm bunların yanında pas yaparken 'şut çekmeyi unutan' bir takım, onca mücadele ve pastan sonra duran top ve kontradan yenen goller doğal olarak Arsenal'e 'emeğinin karşılığını alamayan' bir takım görüntüsü veriyor...
***
Oyunun istatistiklerini maçın skorunu bilmeyen bir kişiye gösterseniz sanıyorum ki ağzından çıkacak ilk şey 'Arsenal kazanmış mı?' olurdu. İyi istatistik, kötü sonuç... Chelsea 322 pas, 262'si isabetli, 59'u yanlış yere, geriye kalan biri de asist... Arsenal 503 pas, 405 isabetli, 98'i yanlış yere. "Maç boyunca oyunun hakimi Arsenal'di" cümlesinin istatistiksel dili bu... Peki buradan ne sonuç çıkarabiliriz? Pas sayılarına bakmadan sadece isabetli atılan paslara bakıp Arsenal'in Chelsea'ye göre daha kötü olduğunu mu, yoksa sadece pas sayılarına bakıp Arsenal'in Chelsea'den 181 pas daha fazla atmasına rağmen yine de kaybeden tarafın Arsenal olduğunu mu?
Ve işte esas problem... Chelsea maç boyunca 322 pasına 13 şu çekmiş, Arsenal ise 503 pasına karşılık 13 şut atabilmiş. İşte başında da söylediğimiz gibi Arsenal'in esas problemi 'şut atmayı sevmeyen' ya da 'bir türlü atmayan' bir takım görüntüsü içinde olması. Bir pozisyonda Samir Nasri'nin önündeki büyük boşluk ve koşu alanına rağmen yavaşlayıp pas atacak herhangi bir takım arkadaşını araması ise Arsenal antrenmanlarında Arsene Wenger'in oyuncularına yüksek bir sesle 'sakın ayağınızda çok top tutmayın, çünkü top sizden daha hızlıdır' şeklinde uyarılarının bir sonucu olabilir belki de... Fakat Arsenal'li oyuncular bunu fazla abartıyorlar zaman zaman. Ayrıca bu şut oranlarında bakıldığında bir şeyi daha belirtmek gerekir...
Defans üstünlüğü;
***
Arsenal'in attığı 14 şuttan 4 tanesi Chelsea defansı tarafından bir şekilde bloke edilmiş. Fakat Chelsea'nin 13 şutunun Arsenal defansı tarafından kesilme sayısı sadece 1... Yine ek olarak Arsenal ataklarında Chelsea'nin 24 kez bu atakları başarılı bir şekilde savuşturduğunu görüyorsunuz... Chelsea'nin ataklarında ise Arsenal bunu 14 kez yapabilmiş. Buradan iki sonuç çıkarılabilinir. Arsenal Chelsea'den daha fazla atak yapmasına rağmen maçı kaybeden taraf oldu, Ya da Chelsea daha az atak yapmasına rağmen Arsenal defansının atakları savuşturamaması nedeniyle maçı kazanan taraf oldu. Yine üstte olduğu gibi çıkarılan iki sonçtanda zararlı çıkan taraf Arsenal...
Her sezon öncesinde 'geçen yılın gençleri bu yıl tecrübe kazandılar' etiketi yapıştırılan bir takım Arsenal... Fakat 'tecrübe kazanıldı' denilen sezonda da başarı gelmeyince bu kez ertesi sezon yine baştaki etiket yapıştırılıyor. Bunun nedeni bir türlü kadrolaşmanın olmaması. Artık Arsenal'in her sezon yeni yeni gençler keşfetmeyi ve önce gençken sonra yıldızlaşan oyuncuları satmamayı öğrenmesi gerek. Fabregas'ın Barca'ya gitme olasılığı buna bir örnek.
***
Her sezonun ilk yarısına mükemmel başlayan Arsenal yine hedeflerinden çok uzak. Chelsea ManU'nunda kaybından sonra ligi sırtlayıp götürdü. Konuşmak için elbette ki çok erken fakat şampiyonluğa çok yaklaştı Chelsea... Nisandaki Chelsea-ManU karşılaşması şampiyonlukta belirleyici en büyük unsur olacaktır.
+ Bonus : 'Arsene Wenger yeniden benzersiz olabilecek mi?'
000000000
0 YORUM:
Yorum Gönder