Afrika’dan Liverpool‘a, Fransa'ya ve Türkiye’ye uzanan bir kariyeri var Rigobert Song‘un. Avrupa’ya ilk adım atışı da kendi tabiri ile ilginç bir hikaye…
***
Aslında Song’un hayatı filme çevrilebilecek nitelikte. Aile sorunları, yaşadığı fakirlikler… Fakat Avrupa’ya geliş hikayesi de çok ilginç Song’un. İlk olarak Brasserie Cameroun adlı bir firmanın çocuklar için düzenlediği futbol kampına katılan Song kendi bölgesinden seçmeleri kazanır ve ‘profosyonel futbolcu’ olma hayalleri kurar… O zamanlar 15 yaşında olan Song, babasını çok küçük yaşta kaybeden bir delikanlıydı ve sorumluluklarının da farkındaydı. Çok fakir bir ailesi olan Song’un tek inancı futboldu ve eve yemek götürmesi futbola bağlıydı…
***
Annesi, oğlu Song’un yanından ayrılmasını istemez önce. Fakat Song annesine bunu bir şekilde yapmak zorunda olduğunu söyler. Ve bütün gücünü, enerjisini sadece futbol için yansıtır. Ve bunun karşılığını daha çok genç yaşta Kamerun Milli Takımı aday kadrosunda ismini görerek almıştı. Fakat henüz profosyonel bir oyuncu değidi ve para kazanması gerekiyordu.
***
Başlangıçta Kamerun kadrosuna seçilen 30 oyuncu arasında o da vardı ve kamp Fransa’nın Clairefontaine kentindeydi. Song’un amcası da o sıralar Fransa’daydı ve ona artık Kamerun’a dönmek istemediğini söylemişti. Çünkü Song hedeflerine Kamerun’da ulaşamayacağının farkında olan genç bir futbolcuydu. Ve amcası ona haber vermeden belki de Song’un kariyerinin en önemli hareketini yapmıştı…
***
Song’un amcası Fransa’da birinci ve ikinci ligdeki tüm kulüplere yeğenini anlatan ve kontrat yapmak istediğini belirten mektuplar atmıştı. Zamanla Song’unda amcasının bu yaptığından haberi oldu fakat çoğuna cevap bile gelmemişti. Bazılarına gelen cevaplar ise olumsuzdu. Fakat bir kulüp Song’a ‘merhaba’ demişti.
***
Metz‘de mektubun gittiği kulüplerden biriydi ve Song’a olumlu olarak dönmüşlerdi. Aslında Rigobert Song’un şansı Jüel Müller’in mektubu şahsen görmesi idi. Amcasının mektubunda 16-17 yaşlarında Kamerun milli takımında oynayan bir gencin kulüp aradığı yazılıydı. Ancak Müller, ilk başlarda bu tarz mektupları çokça aldığından ve iyi bir oyuncunun mektupla kulüp aramayacağını da düşünerek önce mektubu çöpe atmıştı. Fakat Song’un kaderini bu kez takımdaki Kamerun’lu kaleci Sang’o'o etkilemişti. Müller aklında kalan mektuptaki bu genci ona sormuş ve o da iyi bir futbolcu olduğunu söylemişti Song’un…
***
Song böylece milli takım kadrosuna seçileceği bile garanti olmadan Metz kulübü ile bir ön kontrat yapmayı başarmıştı. Sonunda Kamerun ile Dünya Kupası’nda da oynayan Song, dönüşte de Metz ile ailesinin ve onun hayatını kurtaracak olan kontratı imzalamıştı… Şimdilerde Song önce Tanrı’ya, sonra da amcası, Müller ve kaleci Songo’o'ya her daim dua ettiğini söylüyor… Ve ekliyor: Bir mektup şimdi burada olmamın tek sebebi…’
Oğuz Öztürk - organikfutbol.com
***
Aslında Song’un hayatı filme çevrilebilecek nitelikte. Aile sorunları, yaşadığı fakirlikler… Fakat Avrupa’ya geliş hikayesi de çok ilginç Song’un. İlk olarak Brasserie Cameroun adlı bir firmanın çocuklar için düzenlediği futbol kampına katılan Song kendi bölgesinden seçmeleri kazanır ve ‘profosyonel futbolcu’ olma hayalleri kurar… O zamanlar 15 yaşında olan Song, babasını çok küçük yaşta kaybeden bir delikanlıydı ve sorumluluklarının da farkındaydı. Çok fakir bir ailesi olan Song’un tek inancı futboldu ve eve yemek götürmesi futbola bağlıydı…
***
Annesi, oğlu Song’un yanından ayrılmasını istemez önce. Fakat Song annesine bunu bir şekilde yapmak zorunda olduğunu söyler. Ve bütün gücünü, enerjisini sadece futbol için yansıtır. Ve bunun karşılığını daha çok genç yaşta Kamerun Milli Takımı aday kadrosunda ismini görerek almıştı. Fakat henüz profosyonel bir oyuncu değidi ve para kazanması gerekiyordu.
***
Başlangıçta Kamerun kadrosuna seçilen 30 oyuncu arasında o da vardı ve kamp Fransa’nın Clairefontaine kentindeydi. Song’un amcası da o sıralar Fransa’daydı ve ona artık Kamerun’a dönmek istemediğini söylemişti. Çünkü Song hedeflerine Kamerun’da ulaşamayacağının farkında olan genç bir futbolcuydu. Ve amcası ona haber vermeden belki de Song’un kariyerinin en önemli hareketini yapmıştı…
***
Song’un amcası Fransa’da birinci ve ikinci ligdeki tüm kulüplere yeğenini anlatan ve kontrat yapmak istediğini belirten mektuplar atmıştı. Zamanla Song’unda amcasının bu yaptığından haberi oldu fakat çoğuna cevap bile gelmemişti. Bazılarına gelen cevaplar ise olumsuzdu. Fakat bir kulüp Song’a ‘merhaba’ demişti.
***
Metz‘de mektubun gittiği kulüplerden biriydi ve Song’a olumlu olarak dönmüşlerdi. Aslında Rigobert Song’un şansı Jüel Müller’in mektubu şahsen görmesi idi. Amcasının mektubunda 16-17 yaşlarında Kamerun milli takımında oynayan bir gencin kulüp aradığı yazılıydı. Ancak Müller, ilk başlarda bu tarz mektupları çokça aldığından ve iyi bir oyuncunun mektupla kulüp aramayacağını da düşünerek önce mektubu çöpe atmıştı. Fakat Song’un kaderini bu kez takımdaki Kamerun’lu kaleci Sang’o'o etkilemişti. Müller aklında kalan mektuptaki bu genci ona sormuş ve o da iyi bir futbolcu olduğunu söylemişti Song’un…
***
Song böylece milli takım kadrosuna seçileceği bile garanti olmadan Metz kulübü ile bir ön kontrat yapmayı başarmıştı. Sonunda Kamerun ile Dünya Kupası’nda da oynayan Song, dönüşte de Metz ile ailesinin ve onun hayatını kurtaracak olan kontratı imzalamıştı… Şimdilerde Song önce Tanrı’ya, sonra da amcası, Müller ve kaleci Songo’o'ya her daim dua ettiğini söylüyor… Ve ekliyor: Bir mektup şimdi burada olmamın tek sebebi…’
Oğuz Öztürk - organikfutbol.com
3 YORUM:
Aslında tam olarak öyle değil.
Önce Metz'e sonra Salernitana'ya (İtalya) sonra Liverpool'a gitmiş. Yani Afrika'dan direkt Liverpool'a bir gidiş söz konusu değil.
Evet biliyorum. Fakat girişte karışık yazdım. Sonuçta arada takımlar olsa da Afrika'dan geldiği yer Liverpool'du :)
Öyle diyosan öyle olsun :)
Yazı da güzel olmuş bu arada, bazen ufak ayrıntılar hayatımızı belirler, çok doğru.
Kendimi de onayladım, tamam :)
Yorum Gönder