Faustino Hernán Asprilla Hinestroza ya da hepimizin bildiği üzere kısaca Asprilla. 10 Kasım 1969'da Kolombiya'nın Tulua kentinde dünyaya gelen siyahi yıldız, kısa Avrupa macerasına rağmen bir dönem adından sıkça bahsettirmiş ve gerek hızı ve bitiriciliğiyle gerek de renkli kişiliği ile dünya futbolunun gündemine oturmayı başarabilmişti. Futbolda yıldız olmanın kolay ancak efsane olmanın çok zor olduğunu bize bir kez daha hatırlatan Asprilla'da birçok yıldız gibi çabuk sönmüş ve kariyerinin sonlarına doğru G.Amerika'da o kulüp senin bu kulüp benim gezerek yavaş yavaş dünya futbolundan kayıp gitmiştir.
Profesyonel yaşantısına 1988-89 senesinde Kolombiya'nın Cucuta Deportivo takımında başlayan Asprilla 36 maçta attığı 17 gol ile dikkatleri üzerine çekerek ertesi sezon ligin iddialı takımlarından Atletico Nacional'e transfer olur.
O dönem G.Amerika'lı yıldızları sıkı takip içinde olan İtalya'nın köklü kulüplerinden Parma'nın dikkatini çeken "El Octopus" lakaplı Asprilla; 1992 yazında 10.9 milyon dolar gibi rekor bir rakama kendisini Parma'lı yapan imzayı atar.Böylece dünya futbol sahnesinde kendisine iyiden iyiye yer bulacağı ve kariyerinin en büyük başarılarını yaşayacağı İtalya macerası başlar.
Parma'da geçirdiği 4 sezon boyunca 84 maçta 25 gol atan Asprilla belki istatistiksel açıdan çok golcü bir oyuncu olarak gözükmese de, savunmayı yıpratması, arkadaşlarına boş alan yaratması ve yaptığı asistler ile takımına büyük katkı sağlıyordu. Özellikle Milan'ın 58 maçlık yenilmezlik serisinin Parma önünde aldığı 1-0'lık mağlubiyetle noktalandığı maçta yaklaşık 30 metreden attığı gol ile hafızlara kazınan Kolombiyalı, Parma'nın Avrupa Kupalarındaki tarihi başarılarında da büyük pay sahibi oluyordu. 92/93'de Kupa Galipleri Kupası, 93/94'de Süper Kupa ve 94/95'de UEFA Kupası'nı müzesine götürerek belki de tarihinin en başarılı sezonlarını geçiren Parma'da kuşkusuz El Octopus'un katkısı büyüktü. Özellikle 94/95 sezonundaki efsane Parma kadrosunda yer almayı başaran Asprilla; Zola, Brolin, F.Couto, Dino Baggio, Fiore ve Sensini gibi yıldızlarla birlikte Parma tarihinin en büyük başarılarından birine imza atan kadroda yer almayı başarıyordu.
Parma'da gösterdiği bu müthiş performans onu ülkesinin en iyi oyuncuları arasına sokuyor ve Milli Forma'yı giymesini sağlıyordu. İlk olarak 92 Yaz Olimpiyatları'nda Kolombiya formasıyla tanışan Asprilla daha sonra sırasıyla 93 Copa America, 94 Amerika Dünya Kupası, 95 Copa America ve son olarak da 98 Fransa Dünya Kupası'nda boy gösteriyordu. Özellikle 94 Dünya Kupası'nda Valderamma,Higuita ve Rincon gibi isimlerle birlikte Kolomibya'yı turnuvanın en renkli takımlarından biri yapan Asprilla takımının ilk turda elenmesine engel olamıyordu. 98 dünya kupasından sonra hocasını eleştirdiği için kadrodan çıkartılan hırçın yıldızın milli takım kariyeri sona eriyordu. Son kez Kolombiya formasını 2001 yılında giyiyor ve 57 maçta 20 gol attığı Milli kariyerine son noktayı koyuyordu.
Tekrar Parma yıllarına dönelim; ertesi sezon dönemin teknik direktörü olan bir Parma efsanesi Nevio Scala kendisinden memnun olmasına rağmen ve Zola ile ileride iyi bir ikili oluşturmalarına rağmen Stoichkov'un Parma'ya gelişi ile adeta ikinci plana atılıyordu. 95-96 sezonu boyunca Zola-Stoichkov ikilisinin arkasında yedek bekleyen Asprilla sezon sonunda bambaşka bir maceraya yelken açarak 6.7 milyon pound karşılığında Ada'ya Newcastle United forması giymeye gidiyordu. Bu noktada Parma'da geçridiği çalkantılı son sezona rağmen FIFA'nın 96 yılında açıkladığı en iyi 6 futbolcu arasına girmeyi başarıyordu Asprilla.
Ancak İngiltere'de oynanan futbol Kolombiya'lıya uymuyordu ve Asprilla birçok yıldız gibi Ada'ya uyum sağlayamadığından performansında dramatik bir düşüş yaşıyordu. Newcastle formasıyla geçirdiği 2 sezon boyunca 48 maçta yalnızca 9 gol atabiliyor ve hayal kırıklığı yaratıyordu. Buna rağmen 97 yılında Newcastle'ın Şampiyonlar Ligi'nde St. James' Park'da Barcelona'yı 3-2 mağlup ettiği efsane maçta hat-trick yaparak taraftarların gönlünde ayrı bir yere sahip olmayı başarıyordu Asprilla. Bu çöküşte kuşkusuz Asprilla'nın saha dışındaki hareketli yaşantısının da etkisi vardı porno yıldızlarıyla olan birliktelikleri, içkiye olan düşkünlüğü ve geçirdiği araba kazalarının futboldaki yeteneğinin önüne geçmesinin ardından Kolombiya'lı adeta İngiltere'den kaçarcasına ayrıldı.
30 yaşında döndüğü kıtasında Palmerias ile yalnızca bir sezon geçiren Asprilla 12 maçta 2 gol atabilir sadece. Palmerias kariyerine bir Rio-Sao Paulo Turnuvası Şampiyonluğu ile Brezilya Şampiyonlar Kupası'nı ekleyen Asprilla ertesi sezon soluğu bir başka Brezilya ekibi Fluminense'de alır. Burada da dikiş tutturamayan Kolombiya'lı 12 maçta forma giyip 8 gol atmasına karşın oradan oraya savrulmaya devam eder. 2001-02 sezonunda Meksika'nın Atlante takımına transfer olan Asprilla burada da 11 maç oynayıp yalnızca 3 gol atabilir. Ertesi sezon ülkesine geri dönen Asprilla futbol kariyerini eski takımı Atletico Nacional'de bitirmeyi planlarken işler istediği gibi gitmez. Ligin ilk yarısında çıktığı 11 maçta 3 gole imza atan Kolombiyalı, 2002-03 sezonunu tamamlayamadan sezon ortasında bu kez kendisini Şili'de bulur ve sezonun ikinci yarısını Universidad de Chile takımında 13 maç - 5 gol ile tamamlar. 03-04 sezonu kendisi için son durak olur ve Arjanti'nin Estudiantes de La Plata takımıyla sözleşme imzalar. Burada da yalnızca 2 maça çıkan ve gol ile buluşamayan bir zamanların "El Octopus"u sessiz sedasız futbol yaşantısına nokta koyar.
Futbol dünyasına Parma ve Newcastle'da geçirdiği yıllar ile damgasını vuran Asprilla renkli kişiliği, sürati ve çalımlarıyla bir dönem herkesi kendisine hayran bırakmayı başarmıştı. Bitiriciliği daha iyi olsaydı bugün kendisini belki de efsaneler arasında anabilirdik. Futbolu bıraktıktan sonra futbolun içinde kalmayan El Octopus bir süre modellik yapıp televizyon programlarında boy gösterse de sonradan Kolombiya'da sakin bir yaşamı seçti. Asprilla son olarak gündeme kendisine yakışmayan bir haberle geldi. 2008 yılının Haziran ayında ruhsatsız silah bulundurma suçundan dolayı kontrol nokasından arkadaşları ile birlikte geçmesine izin verilmeyince polislere makinalı tüfeği ile mermiler yağdırarak cevap veren Kolombiya'lı iddiaları yalanlasa da davasının hala görüldüğünün altını çizelim. Ne diyelim Asprilla futbol yaşantısından gerekli dersleri çıkarmışa ve uslanmışa benzemiyor. Yine de Dünya Futbolu'nda renkli bir iz bırakması ile onu hatırlamayı tercih ederiz...