27 Ağustos 2010 Cuma

Lig ve Kupa Dışında Elde Kalan Bir Şey Yok...


Dün akşam Fenerbahçe - Paok maçında ilk farkettiğim şey Aykut Kocaman'dan sonra takımın halen C. Daum zihniyetinde oynamaya devam etmesi oldu. Daum'un bıraktığı oyun tarzına Stoch ve Niang eklenmiş gibi duruyordu dün gece, hepsi bu... Selanik deplasmanında alınan bir farklı yenilginin ardından Kadıköy'de minimum iki golü daha ilk yarıda bekliyordum, fakat maçın daha ikinci dakikasında Paok takımına elenileceğini anlamış biri olarak izledim maçımı... Young Boys maçının rövanşında Kadıköy'deki maçı nasıl izlediysem, aynı o şekilde. Emre Belözoğlu'nun attığı gol ve sonrasında yaşanan 5 dakikalık bölümden sonra aynı durum aldı yürüdü yine... Young Boys maçında mavi formayı görünce bir hayli kızmıştım, şimdi çubuklu vardı Fenerbahçe'nin üstünde, fakat suç onda değil pek tabii, onu giyenlerde...

Volkan kalede ileride birkaç arkadaşının dışında hiçbirşey yapmak istemeyen takımını sessizlik içinde izledi. Sağ tarafta Gökhan Gönül çok büyük çaba gösterdi, sahadaki 'biz' di, o da Mehmet Topuz'un uyumsuzluğu nedeniyle asık suratlıydı hep... Tota yine aynıydı, Cristian ve Andre Santos'un umursamazlığı mide bulandırdı (Andre Santos'un kestiği şut şimdi gol olsa ve maçta 2-0 bitse düşüncelerim değişmezdi.), Stoch çabaladı, terledi en azından Twente maçlarından hayran olduğumuz o adamı bizlere yaşatma çabasındaydı tekrar, fakat abisi Andre Santos'tan kalan eksikleri gidermek için gücü yetmedi, Niang ise zaman içinde bu takımın aradığı forvet oyunusu olabileceğini gösterdi... Emre zaten golü atan oyuncuydu, o çıktıktan sonra bir şeyler hep eksik kaldı. Muslimovic'in attığı golden sonra da saha kenarında otururken kameralar ona çevrildiğinde ne kadar çaresiz olduğunu gördük hep beraber. Alex? tüm samimiyetimle bilmiyorum... Selçuk'u ise spiker özetlemişti 'Top kaptırmak için elinden geleni yapıyor' diyerek.  Bireylere dökünce böyle cümleler kuruyorum maçla ilgili, aslında esas sorumlu tribünlerin en güzelinde, en rahat yerinde oturan adam... Bunların dışında çok ayrıntıya da girmek istemiyorum sahadaki oyunla ilgili.

Peki takım istenilen gibi oynamaya ve istenilen seviyeye nasıl gelecek? Aynı soruyu basın toplantısında Aykut Kocaman'a sormuşlar;

"Bugünkü takım, bugünkü oynama arzusu eğer sezon içinde hakim olur ve gelişirse, esas olan budur. Son derece baskılı, oyunu kanatlara açan, mücadele eden, baskı yapan bir takım vardı sahada. Takımın kapasitesinden de son derece memnunum. Son maçlarda oyun anlayışında son derece iyiye gittik. Adımlar atıldığını da herkese gösteriyoruz. Sonuçta takımın ’İstemeye’ ihtiyaç var. Lig ve kupadan başka elde kalan bir şey yok. Avrupa olması gereken bir yerdi ama sadece kulüp değil takım da bunu çok istediğini göstermesine karşın, bazı şeylerin bazen önüne geçemiyorsunuz ". Biz elbette inanıyoruz Aykut Kocaman'a. Şimdi burada mühim olan bir kaç ismin dışında her daim tutuk görünen diğer futbolcularımızında buna inanmaları... 

Gelelim Paok taraftarına. Bir kere şunu söylemek lazım, gerçekten çok iyi deplasman yapmışlar. Gate 4'ü izlemek hep zevkli oldu benim için ancak bilmek gerekir ki aynı Paok taraftarı tribünlerde pkk bayrağı açma yanlışında bulundular. Tahrik için başka bir şey yapmaları da beklenemezdi... Akıllara gelen ilk şey o çünkü. Empati kurarak olaylara bakmak belki de tahrik olmama açısından faydalı olacaktır ancak bu durum bile bu takım taraftarını kardeş ilan etmemek gerektiğinin bir göstergesi... Bunun yanında o açılan bayrağın uzun süre güvenliğin müdahele etmemesi nedeniyle indirilememesi de ayrı bir konu. Şansa Atatürk için hazırlanan ve bir arkadaşımın otobüslerinin camında gördüğü pankart maça alınmamış... Ben burada o pankartın içeriğinden bahsetmek istemiyorum. Son olarak siyah beyazlı takım taraftarlarının internet sitelerindeki İntro'da görülmeye değer nitelikte. Çok şeylere üzüldüm ancak Muslimovic'in korner bayrağını yerinden kaldırmasından ve o taraftardan sonra şu Paok'u eleyemediğimize daha çok üzüldüm... Taraftar sitesindeki intro içinde şuradan; http://www.paokmania.gr/index.html

2 Kupa var Fenerbahçe'nin önünde deniyor. Aynı şekilde Karpaty'e elenen Galatasaray içinde. Çok değil bir kaç hafta sonra derbi muhabbetleri başlayacak, ben de o muhabbetlerin içinde olacağım çok büyük ihtimal fakat şu an içinde olduğum ruh hali 'Dün gece biri Paok gibi diğeri Karpaty gibi kendisinin yarısı etmeyecek takımlara elenen Fenerbahçe ve Galatasaray birbirlerini yenseler umrumda değil...' cümlesini kurdurtuyor bana... Kısacası Avrupa'da biri Şampiyonlar Ligi'nde Bursaspor ve diğeri Avrupa Ligi'nde Beşiktaş'ın olması dışında temsilcimizin kalmamasının ardından en kötü tabir ile 'anamızın' liginde olmak çok üzüyor beni... Zaten dün gece UEFA takım sıralamasında ilk 20'de yer alan takımlar içerisinde elenen iki takım var ; Galatasaray ve Fenerbahçe... Yazık. Son olarak şu resim durumun mizahsal yönü ama açıklıyor bazı şeyleri; 'Oh be Fener elenmiş, Oh be Galatasaray'da elenmiş...' Şuradan; http://st.krampon.net/strips/3d7b9860-0a7b-48/strip1.jpg

Son paragrafa ekşi sözlükte karşılaştığım bir arkadaşın yazdığı entryi koymak istiyorum. Arkadaşın nicki 'pav'. Onca kargaşanın, üzüntünün ve beyin fırtınasının arasında beni güldürmeye yeten bu yazı oldu;

" D-smart yüzünden maçı dışarda, projektörden perdeye yansıma yapan bir yerde izledim. Fakat nasıl stratejik bir noktaya oturduysam inanılmaz kafa ve saç yapısıyla perdenin yarısını alıp götüren bir arkadaşa denk geldim. The demon barber of fleet street'in sweeney Todd'u gibi yapmış saçları a*** ağızlı. Zaten bedevenin ön saflarında bayrak sallayanlardan biriyim, bu ergen yüzünden her şey daha başlamadan bitti benim için. Devre arasında evden kaptığım gibi braun traş makinasını alıp gelmeyi, var olan şarzıyla kafasına kafasına "cozztt" diye sürtmeyi düşündüm bi an. Yapmayın gençler, üç kuruşluk şekle, bir kuru saça gönül veren ergenler, saçlarınızı öyle yapmayın. Subay traşı olun, alabrus olun be a**** koyduklarım. Sinirim geçmedi arkadaş, freşa üstüne freşa içiyorum... "

- Bende şahsım adına Real Madrid ile gülmek istiyorum Avrupa Kupaları'nda, evet... Şampiyonlar Ligi kuraları da çekildi, Real Madrid açısından buna da ayrıca değineceğim -

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Lugano, Bilica, Andre Santos, Mehmet Topuz (Özer dk. 91), Cristian (Gökhan Ünal dk. 106), Emre (Selçuk Şahin dk. 75), Stoch, Alex, Niang

PAOK: Kresic, Boussaidi (Sznaucner dk. 75), Contreras, Malezas, Lino, Sorlin, Pablo Garcia, Fotakis (Koutsianikoulis dk. 91), Vierinha, Salpingidis, Filomeno (Muslimovic dk. 83)

GOLLER: Emre (dk. 50) (Fenerbahçe), Muslimovic (dk. 102) (PAOK)
SARI KARTLAR: Boussaidi, Malezas, Pablo Garcia (PAOK), Mehmet Topuz, Lugano (Fenerbahçe)

0 YORUM:

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan