Polonya Futbol Federasyonu 1919 ylında kurulduktan sonra milli takım ilk maçını 1921′de Macaristan ile yapmayı tercih ettikten sonra belki de biraz pişmanlık duymuş olabilir. Sonuç: Budapeşte’de 1-0′lık bir yenilgi. Yine milli takım kaderinin bir cilvesi olarak ilk yenilgileri gibi ilk galibiyetleri de bir deplasman olan Stockholm’de İsveç’e karşı 1922 yılında almış. Oluşum sürecinden sonra o zamanaların büyük takımı Yugoslavya’yı 1938 Dünya Kupası’ndan önce eleyip bileti almışlar… Bu ilk tecrübeleri olmuş Polonyalıların. O zamanın formatında eleme usülü ilk rakip Brezilya olur. Maçı 6-5 Sambacılar kazanır. O maçtan geriye 1930′ların en iyi Polonyalı futbolcusu, aslen Alman olan Ernst Wilimowski‘nin Brezilya karşısındaki harika oyunu kalır. Polonya ilk kez katıldığı kupaya veda eder. 1938′in intikamını almak için 1974′e kadar beklemek zorunda kalırlar… Sonra Hitler denen bir adam çıkıp gelir Varşova’ya, ülkeyi işgal eder. Polonya 1946′ya kadar maç yapamaz. İşgalden önceki son maçını Macaristan ile oynayıp 1921′de aldıkları yenilgiyi unuturlar ve kazanırlar. Savaşta en çok kayıp veren ülke olur Polonya, acıları sarmak ve unutturmak yine futbola düşer…
1946′da savaştan yeni çıkan Polonya Oslo’ya gider. Rakip Norveç’tir ve 3-1 kazanan yıkık ve yeniden ayağa kalkmaya çalışan Polonya olur. Fakat yeni yeni toparlanmaya çalışan ülkeye 1948′de acıamdan 8-0 ile bir tokat patlatan Danimarka’nın dinamitleri olur. Bu yenilgi halen milli takım tarihinin en farklı yenilgisi olarak kayıtlardadır… 1940′lardan 1970′lere kadar Dünya Kupaları’nda boy gösteremez Polonyalılar. Ekim 1963′te savaştan sonra ilk kez onların elini tutan Norveç’le tekrar karşılaşırlar. Bir şekilde İskandinavlar yine Polonyalıları ayağa kaldırmaya 9-0 yenilerek yardımcı olurlar. Bu galibiyet 2009′daki 10-0′lık San Marino maçına kadar en farklı galibiyet olarak kalır futbol tarihlerinde. Büyük yıldız Lubanski tam 7 gol atar o maçta… Bu tesadüf değildir, zira Lubanski 1963-1978 arasında Polonya forması ile 75 maçta 48 gol atar. En golcü o olur. Sonra Kazimierz Górski adında bir adam çıkar, Polonya’yı 1974 Dünya Kupası’nda gönüllerin şampiyonu yapar…
Polonya 1939′dan sonra Almanya’yı ‘futbol’ ile fethedip intikam için 1974′te Dünya Kupası’na doğru yol alır. Almanya’da harika işleri başaracaklarını, 1966 şampiyonu İngiltere’yi ezip geçip kupaya katıldıklarında belli etmişlerdir. Polonya 4. grupta yer alır. Arjantin ve İtalya’yı Lato, Szarmach ve Deyna ile yıkar. Haiti’ye tam 7 gol atıp gruptan lider çıkar. Lato ve arkadaşları o zamanki formatta diğer grupta Almanya’nın ardından ikinci olur, 3.lük maçında 1938′in intikamını nihayet alarak Brezilya’yı Lato’nun golü iler yener ve kupayı gönüllerin şampiyonu olarak tamamlar. Lato gol kralı olur, efsaneleşir.
4 yıl sonra durak Arjantin olur. Yine aynı jenerasyon büyük hedeflerle Güney Amerika’ya yola çıkar. 1974′te olduğu gibi ilk grupta Almanya ile çekişilir ve gruptan çıkar Polonya. Fakat işler diğer turda beklendiği gibi gitmez. Brezilya 4 yıl öncesini unutmaz, Polonya’yı 3-1 yenerek bu doğu Avrupa ülkesinin umutlarını bitirir ve uçak biletini ellerine verir.
Polonya futbolu tarihinin en büyük jenerasyonundan sonra 1987-2002 arası tam bir durgunluk içinde geçer. 1986 Meksiya’ya bir önceki kupanın 3.sü olarak gider Polonya. Fakat tokadı patlatan yine onlar için tanıdık bir ülke olur. Brezilya gruplardan sonraki turda 4-0 ile Polonya’yı kupanın dışına iter ve bu doğu Avrupa ülkesinin 2002′ye kadar beklemesine neden olur. Polonyalılar 2002 ve 2006 Dünya Kupalarına ard arda katılır ancak 1974 ve 1982′deki jenerasyondan eser yoktur. Şimdi 2010′ada katılamayan Polonya’nın umudu ev sahibi olduğu 2012 Avrupa Şampiyonası…
Futbol Polonya’da 2012 nedeniyle milli bir mesele halini almış durumda. Yine de birkaç sıkıntı mevcut Polonya futbolunda. Ülkenin en iyi sporcusu maalesef bir futbolcu değil, bir kayakçı… Bu isim ‘dev’ lakaplı Adam Malysz… O, 1980′lerden sonra yerinde sayan ve hatta gerileyen Polonya futbolunun başarızılığını Polonya halkına her disiplinde aldığı madalyalarla unutturan isim. Kayak ve kış sporları elbetteki popülerlikte futbolu geçemiyor fakat başarıları ile son yıllarda futbolu geride bıraktığı kesin. Kayakla atlama kitleleri harekete geçiren futbol ile az akraba olmasına rağmen Polonyalı futbolcular Adam Mlysz’den çokşeyler öğrenebilirler… O mücadele etti ve başarılı oldu. 2000′li yılların Polonyalı futbolcuları ise bu tip niteliklerden oldukça uzak. Yabancı liglerde saygın bir şekilde futbol oynayan oyuncularına rağmen. Halen yıllar öcenki başarılı takıma ulaşmış değiller.
Bir ara spor bakanı olan A. Kwasniekwski’de bu durumdan haberdar. Ve ilacın ulusal ligin güçlendirilmesi olduğunu söylüyor. Ligde rekabet ortamının az olması kulüplerin finansal durumlarıyla da doğrudan alakalı. Şimdi umut 2012 Avrupa Şampiyonası. Polonyalılar başarının sadece Tanrı’dan gelmeyeceğinin farkında ve eğer Lato’lu ve Deyna’lı efsane yılları geri istiyorlarsa daha çok çalışmaları gerekecek…
0 YORUM:
Yorum Gönder