13 Nisan 2010 Salı

El Piojo


Men Behind Ball'da efsaneler Shankly ve Metin Oktay'ın aşağısında, kalbiminse en derinlerinde yeri olan adamdır Claudio Lopez. Nasıl olmasın ki!

El Piojo, sırtında 7 nolu Valencia formasıyla öyle olmaz açılardan öyle goller atardı ki 90'ların sonunda sol ayaklı forvet fetişini bünyeme gark eden yegane adam olmuştu. Güzel oyun daha daha da güzelleşsin diye didinmesine rağmen uzun süre underrated kalmış olmasıysa asla onun suçu değildi. Gerçi bu oyunu ilginç kılan unsurlar onu teğet geçmeyecek ve hakkının fazlasıyla verildiği, 35 milyon euro'luk değerle Lazio'ya geçtiği zaman da işler ters gidecek; fiyat-performans eğrisinde overrated bir izlenim yaratacaktı Arjantinli. Zaten bugün özlemle yazılan bu satırların mütesebbibi de o malum sürecin ta kendisidir...

Claudio, hayal kırıklığı yaratan o Lazio günlerinden sonra öyle zamansız göçüp gitti ki; nice yıldızların doğduğu 2000'lerin 2.yarısında, onun gelişine vurduğu volelerin tadını başka sol ayaklarda bulamadım ben. Hızıyla ve zekasıyla her daim farklı olan, golün her türlüsünü atan bu adam gerçekten çok farklıydı. Her şey bir yana, enerjisini çılgınca hırsından alışı ve kolay marke edilemeyişi ile o dönemler için bambaşka bir profil çiziyordu. Uzun süre tercih edilen pivot santrfor ve gezgin forvet ikililerinin en güzellerinin içinde hep yer almıştı ve gezgin forvet kalıbına, sol ayağının ona bahşettiği donanımın yardımıyla duran top kabiliyetini de eklemişti Arjantinli. Bütün bu meziyetlerin ona, ne Valencia'da ne de Lazio'da büyük kupaları getirememiş olmasıysa ayrı bir üzüntü kaynağıdır ama belliydi ki o kupaların değil estetiğin peşindeydi...

Ancak üzüntülerin en büyüğü 2003'e kadar giymeye devam ettiği Arjantin formasıyla 58 maç, 10 gollük performansının içine Dünya Kupası sıkıştıramamış olmasıydı. Yapacak fazla bir şeyi de yoktu ama. Sadece onun değil, 96 Olimpiyatlarında beraber final oynadığı ve sonradan her biri daha da yıldızlaşan takım arkadaşlarının ortak kaderiydi bu. Özellikle de 98 Dünya Kupası'nda Bergkamp'ın Ayala'yı markete yolladığı golle hatırlanacak o meşhur çeyrek finalde, muhteşem oyunu ve golüne rağmen ülkesinin makus talihine yenik düşmüştü Claudio. Ama üstte de belirttiğim gibi aslolan kupalar değildi sanki; onun topa hükmedişi, topla yakaladığı uyumdu gönüllere renk katan. Kim bilir belki de hep Valencia'da kalmalı ve bugün Villa'nın yanında Valencia'nın Raul'u konumunda olmalıydı ama şartlar, bugün onu ilk defa dinlenen ancak yarım kalan mükemmel bir şarkı gibi hatırlamamıza yol açtı işte...


Peki hiç mi falsosu yoktu bu adamın dersek vardı tabii. Crespo'yla beraber, "Asereje" şarkısını gol sevinçlerine meze yapmış olmasıyla başımı öne eğmişti bu yaşayan efsane. Göçüp gittiği 2004'ten bugüne sırasıyla America(MEX), Racing -ki ilk parladığı yerdir-, Kansas City ve şu anki takımı olan Colorado Rapids forması giydi, yani bolca Amerika havası almak suretiyle futbola devam etti. Ne olursa olsun bu kıta ona doyamadı, sanırım o da bu kıtaya ama El Piojo artık 35 yaşında ve veda yaklaşıyor. 7 numaraya stil ve karizma katan bu adamı, erken terk ettiği aşıklarından yalnızca biri olsam da her daim gülen gözlerle hatırlayacağım. Umarım bu yazı da bana eşlik edecek birilerini bulur...

2 YORUM:

Adsız dedi ki...

valencia nın görüp görebileceği en iyi oyunculardandı. Diğeri de kesinlikle david villa dır

Adsız dedi ki...

kesinlikle bu yazida sana eslik edecek biri var.muhtesem bir adamdi.86 dogumluyum ve bizim tam futbola asina oldugumuz yillarin buyudugumuz yillarin menajerlik oyunlarinda kahramanimizdi..

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan