14 Nisan 2010 Çarşamba

Balkan Futbolu #21, Karadağ | II.Bölüm (Dejan Savicevic)


Yazımızın I. Bölümünde Karadağ milli takımının 2006'da şekillenmesinden önce Yugoslav futboluna en büyük katkı yapan Karadağlıların hiç şüphesiz Dejan Savicevic, Predrag Mijatovic, Milos Zaravic ve Karadağ milli takımının ilk teknik direktörü olan Zoran Filipovic olduğundan bahsetmiştim...

Bu isimlerden en öne çıkan Karadağlı hangisi sizce? Mijatovic? Evet, Mijatovic büyük bir isim olabilir ancak Dejan Savicevic kesinlikle en büyük Karadağlı futbolcudur... Esasında bu yazıda bu isimlerin hepsinden bahsetmek istiyordum fakat çok uzun bir yazının sıkıcı olacağını düşünerejk Karadağ yazısının II. Bölümünü sadece Dejan Savicevic'e ayırmayı uygun gördüm...

O, 1966'da Titograt'ta doğduğunda bir Karadağlı olmasına rağmen 'Avrupa'nın Brezilyası' Yugoslavya vatandaşıydı. Savicevic hiç şüphe yok ki kendi milleti için oynamayı çok isterdi fakat o yıllar Boşnak, Sırp, Makedon, Hırvat gibi milletlerin futbolcularının yaptığı gibi o da Yugoslavya için yetişmişti...

15 Yaşındayken OFK Titograd' da yıldızı parlamaya başladı. Harika driplingleri, iki ayağını süper kullanması, yaptığı sert vuruşlar onun yeteneğini gözler önüne seriyordu.

1988 yazında 22 yaşında iken, mili takımdan ağabeyleri aracılığı ile Kızılyıldız'a imza attı. Üç yıl üst üste Yugoslav Ligi'nde, iki yıl üst üste Yogoslavya Kupası'nda şampiyonluk yaşayan Savicevic, yine 1991'de Şampiyon Kulüpler kupasını, sonra da Kıtalar arası Kupa'yı kazanacaktı. Efsane Red Star Belgrad takımının 'Karadağlı' kısmını oluşturuyordu Savicevic... 

Ne kadar yetenekli ve büyük futbolcu olduğunu anlamak için Milan'ın Van Basten'in yerini doldurması için onu transfer etmesini bilmek yeterli...

Milan'a gittiği yıllarda Yugoslavya sadece fiziki haritalarda kalmıştı... 

Başkan Berlusconi ona ''II Genio'' (Dahi) diye sesleniyordu. Silvio, onu transfer ederek en iyi hamlelerinden bir tanesini yapmıştı... Zaten Dejan'ın Yugoslavya'dan ayırldığı yıl komple bütün bir ülke miliiyetçilik denenölümcül bir hastalığa en şiddetli biçimde tutulmuştu...

Takımda bütün ataklar onunla başlıyordu. 1992-93 sezonunda Avrupa'nın en büyüğü olan Milan'ın her şeyi olmuştu Dejan. Barca'yı 4-0 yendikleri maçta harika bir oyunla herkesi büyülemişti adeta. Dört golden ikisini atmış, diğer ikisini de hazırlamıştı. Esasında Savicevic'in yeteneklerini anlamak için 1991 yılında Kızılyıldız'da iken Man Utd ile oynadığı maçı izlemek yeterli olacaktır... O dönemin şartları göz önüne alındığında (zemin, ekipman) harika bir futbol oynayan Savicevic, sözüm ona, o yılların 'uzaylısıydı'... 


Diğer sezon Dejan yine takımın beyni olacak fakat, yeterince koşmadığı ve iştahı kalmadığı için eleştirilere maruz kalacaktı. Fakat bu eleştiriler pek doğru sayılmazdı. Kimse Dejan'a baktığında Kızıl Yıldız günlerini Milan'daki son sezonunda göremiyordu fakat yine de takımı için elinden geleni yapıyordu..

Dejan geçmişine baktığında İç savaşta biten Yugoslavya'yı, geleceğe bakınca da kendi iç savaşaını görüyordu artık...

Bir sezon boyunca ortalarda görünmedi, eşiyle yaşadığı büyük problemlerle ve boşanma davaları ile uğraştı. Daha sonra ilk aşkı olan Kızılyıldız'a tekrar döndü fakat hiçbirşey eskisi gibi değildi. Ne Yugoslavya kalmıştı, ne de Kızılyıldız... Milliyetçilik hastalığı nedeniyle tribünlerde Sırplar Karadağ ve Arnavut bayraklarını ateşe veriyordu. Haklı olarak Savicevic burada kalmak istemedi... Avusturya son durağı oldu. Rapid Wien'de bir sezon oynayıp futbol yaşantısı bitirdi...

Biten Yugosvavya'nın ardından ortaya çıkan 'Sırbistan Karadağ' isimli ülkeye dönmesi kaçınılmazdı, öyle de oldu. Milli takımı çalıştırdı, hiçbirşey istediği gibi gitmedi ve istifa etti... Karadağ futbol federasyonunun başkanlığına getirildi, yapılan bu hamle onu siyasete yakınlaştırdı ve Karadağ'ın Sırplardan ayrılma sürecinde onu resimleri ayrılıkçı, bağımsızlığı isteyen insanların propaganda ilanlarında, posterlerinde yer aldı. İşte tam burada futbolun sadece futbol olmadığını söyleyebiliriz...

Son paragrafı Ali Ece'ye bırakalım;

" O, Küçücük Karadağ'ın koskoca Dejan Savicevic'iydi... Benim çocuklarıma anlatacağım gibi bir zamanlar Savicevic vardı, sonra tüm şehri sis bastı, geriye ne Yugoslavya kaldı, ne Avrupa'nın Brezilyası... "


I. Bölüm,

ve

III. Bölümde; Predrag Mijatovic, Milos Zaravic ve Mirko Vucinic.

4 YORUM:

Adsız dedi ki...

ufak bi düzeltme. 2 gol massaro 1 gol savicevic 1 gol desailly den geldi o finalde :)
muhteşem bi oyuncuydu. şimdilerde her önüne gelene "uzaylı bu yea" demek çok kolay geçmişi bilmeyince.

kingsolomon dedi ki...

bu adam tek başına red starı şahlandırıyordu. Arkasında ona şahane paslar atan bir Xavi, destekçi bir İniesta, Kapı gibi Puyol yoktu

Luigi Ferraris dedi ki...

savicevic bilekleri çok yumuşak bir oyuncuydu. En kötü oynadığı maçta bile tek bir hareketi ile faydalı olurdu.

Temur dedi ki...

Küçük yaşta Milan'a sempati duymamda payı büyüktür. Yüce insan.

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan