Hepimiz bir takıma sempati duyuyoruz doğal olarak. O takımın bazı maçlarında heyecanlanıyoruz, sinirleniyoruz ya da seviniyoruz. Fakat bu işi biraz abartanlarda mevcut hayatta. Yani uğurlara bağlayanlar. İnsanlarin maç izlerken mutant olduklarını gösteren bir fenomendir bu... Maç esnasında bir koltuktan diğerine geçmek tamam da, daha farklı şeyler yapanlarda var...
Herkesin, en son kazanılan maçta oturdukları yeri koruma mecburiyetleri vardır... Yok diyelim maç kötü gidiyorsa, o zaman "sen şuraya geç sen de şuraya" diye yerler değişir, işe yararsa kalinir... Bir de kilit olayı vardır. Rakip takım ne zaman penaltı, frikik gibi duran top kullanacaksa işaret parmağı ile orta parmak kilit yapılır. Maçın önemine göre ayak parmakları ve hatta direk bacaklar da birbirine dolanmak suretıyle atışı yapan oyuncunun elinin ayağının kilitlenmesi sağlanır. Buna bir arkadaşımla maç izlerken bizzat şahit oldum, şaşırdım...
Maç izlenirken oluşabilecek her farklılık uğur sayılabilir. Statta izlerken giyilen forma, beraber izlediğin kişiler, stadın hangi tribününde maç izlediğin, tribünün neresinde izlediğin, atkı, bere, eldiven, bileklik tarzı takıma ait aksesuarların takılıp takılmaması; evde izleniyorsa oturduğun yer, bacaklarının ve kollarının her türlü konumu, maç izlerken bir şeyler yiyip içmek seçeneklerinin her türlü kombinasyonu arasından bir uğur belirlenebilir. Kimileride sadece dua ederler.
Futbolun içine Afrikalıların yaptıkları dışında eğlenceli tarafını veren bir durumdur futbolda uğura inanmak. Herkesin bir uğuru olacak diye bir şey yok ama bir renktir bu...
Herkesin, en son kazanılan maçta oturdukları yeri koruma mecburiyetleri vardır... Yok diyelim maç kötü gidiyorsa, o zaman "sen şuraya geç sen de şuraya" diye yerler değişir, işe yararsa kalinir... Bir de kilit olayı vardır. Rakip takım ne zaman penaltı, frikik gibi duran top kullanacaksa işaret parmağı ile orta parmak kilit yapılır. Maçın önemine göre ayak parmakları ve hatta direk bacaklar da birbirine dolanmak suretıyle atışı yapan oyuncunun elinin ayağının kilitlenmesi sağlanır. Buna bir arkadaşımla maç izlerken bizzat şahit oldum, şaşırdım...Bazılarına göreyse forma maçtan önce giyilmelidir. "3 atacaz, 5 atacaz" gibi yorumlar yapılmamalıdır. Her zaman temkinli olunur. Ne yalan söyleyeyim bunun bir benzeri bende de var maalesef...
Maç izlenirken oluşabilecek her farklılık uğur sayılabilir. Statta izlerken giyilen forma, beraber izlediğin kişiler, stadın hangi tribününde maç izlediğin, tribünün neresinde izlediğin, atkı, bere, eldiven, bileklik tarzı takıma ait aksesuarların takılıp takılmaması; evde izleniyorsa oturduğun yer, bacaklarının ve kollarının her türlü konumu, maç izlerken bir şeyler yiyip içmek seçeneklerinin her türlü kombinasyonu arasından bir uğur belirlenebilir. Kimileride sadece dua ederler.Bunu abartanlar ise Afrikalılardır aslında. Senegal, 2002 Dünya Kupası'na ilk kez katıldığında 1998 yılının şampiyonu Fransa'nın karşısına çıkmadan neredeyse bir seferberlik ilan etti. Ülkenin en ünlü wodoo büyücüleri bile takımla birlikte kupa organizasyonun yapılacağı G.Kore-Japonya'ya gelmişti. Hatta Fransız televizyonlarına çıkan Senegalli bir büyücü rahat bir şekilde, "Takım üstüne düşeni geleni yaptı. Biz de burada elimizden geleni yapacağız" dedi. Ardından izleyicileri hayrete düşüren bir hareketle, eline aldığı bir tavuğun bacağını kesti. Sonra da bazı dualar okudu. Maçı hatırlayacaksınız. Senegal 1-0 galip gelmişti...
Futbolun içine Afrikalıların yaptıkları dışında eğlenceli tarafını veren bir durumdur futbolda uğura inanmak. Herkesin bir uğuru olacak diye bir şey yok ama bir renktir bu...
0 YORUM:
Yorum Gönder