4 Nisan 2011 Pazartesi

Volkan Demirel haklı mı? Bursaspor karşısında kaybedilen puan çok önemli olmayabilir mi?

Maçtan önce Fenerbahçe'nin aklında bir önceki sezonun kaybedilen maçı vardı. Geçtiğimiz yıl, 2009-2010 sezonunda Şükrü Saraçoğlu'nda Fenerbahçe'yi mağlup eden Bursaspor şampiyonluk yolunda büyük bir avantaj almış ve sezon sonu da gülen taraf olmuştu.

Fenerbahçe'nin de maça başlarken en büyük hedefi geçen yılın tekerrür etmesine izin vermemek olacaktı ancak sahaya çıkan takım ilk devre bunu başaramadı. Maç başlamadan önce ise Fenerbahçe onbirindeki zorunlu degisiklik hemen göze çarptı. Dia ve Stoch'un yanı sıra Uğur Boral da yedek oyuncular arasındaydı ve bu durum Fenerbahçe'nin ilk yarı boyunca kanat organizasyonlarından yoksun olmasına sebep oldu.

Aykut Kocaman ilk devre boyunca Mamadou Niang'a sola geçmesi yönünde ıyarılarda bulunsa da işler planlandığı gibi gitmedi. Orta alanda 'Baklava' denen sistemin kullanılması da bu durumda etkili oldu. Mehmet Topuz sağ içte, Özer Hurmacı ise ise daha serbest sol içte başladı. Maçta ilk yarı bittiğinde koşu istatistikleri olarak üst düzey olan Özer, yerini kaybetmesi ile zaman zaman sıkıntı yaşadı. İlk yarı boyunca Gökhan Gönül ve Andre Santos'un orta saha yapısı bakımından defansif anlamda üzerlerine daha fazla yük binmesinin yanında, atak organizasyonlarında bu iki ismin bindirmeleri kanatlardan yapılacak akınlar adına önemli bir hal aldı.

İlk yarı boyunca Bursaspor'un savunmasindaki kademe anlayışı Fenerbahçe'yi kilitledi, hemen hemen her oyuncunun bir alternatifinin bulunması ve iki olarak iyi savunmaları da bu durumda etkili oldu.

Fenerbahçe'nin son iç saha maçlarına baktığımızda erken bulduğu golün bu maçta gelmemesi sıkıntılı anlara gebe bir maçın ortaya çıkmasına sebep oldu. Tam burada da duran toplara muhtaç bir Fenerbahçe bize merhaba dedi. Nitekim Alex'in topun başına geçtiği her serbest vuruş bir anda potansiyel gol pozisyonu oldu.

Bursaspor'un disiplini elden bırakmayan oyununu ikinci devre de devam ettirmesi, Fenerbahçe açısından gol yollarında yine sıkıntılı bir hal aldı. Aykut Kocaman ilk yarı boyunca kanatlardan yapılamayan atakların verdiği sıkıntıyı gördü, Özer Hurmacı'yı Gökhan Gönül'ün önüne aldı ancak bu da 65. dakikaya kadar etkili olamadı. Dia ya da Stoch'un oyuna girip atakları kanatlardan açması beklenirken, bu doğrultu da Dia yanında Caner Erkin ile beraber son 20 dakikalık bölümde oyuna dahil oldu.

Fenerbahçe kalan dakikalarda oyunu Bursaspor sahasına yıksa da geçen sezon şampiyonluğun kaçtığı maçta olduğu gibi (Sonu aynı olmasın...) golü bir türlü bulamadı. Yine Aykut Kocaman, aslında maça başlaması gerektiği ilk onbiri 80. dakikada oluşturabildi.

Sonuç olarak Fenerbahçe, iki puan kaybetti. Şahsım adına ben Fenerbahçe ile ilgili hesaplar yaparken bu maça galibiyet, Türk Telekom Arena'da oynanan Galatasaray maçına beraberlik vermiştim ancak tam tersi oldu. Çok net oynayan, pres yapan, savunmada açık vermeyen ve maçın sonlarına doğru hem Sercan'ı hem Altidore'u alan Bursaspor ise aslında puan için herşeyi doğru yaptı. Öyle ki istedikleri gibi bir kontra atağa çıkabilselerdi galibiyet sayısını bulabilirlerdi.

Maç sonunda Volkan Demireli'nde dediği gibi, 9 puan geriden gelen Fenerbahçe için çok büyük bir kayıp olduğu söylenemez. (Bunu sezon sonuna doğru daha iyi anlayacağız) Kalan haftalarda kendini bilen bir Fenerbahçe, şampiyonluğu da alacak güçte...

0 YORUM:

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan