25 Nisan 2011 Pazartesi

Bu tip hikâyeleri sadece futbol yazar...

Dün günlerden Pazardı...

Aynı zamanda dün günlerden Fenerbahçe'ydi.

Ne kadar şanslıyız, İzmir'deki bu maça şahit olan bizler, yıllar sonra ömürümüz yeterse eğer çocuklarımıza ve torunlarımıza anlatacağımız bir ana şahitlik ettik...Gelin şimdi biraz önceyi, yine İzmir'i hatırlayalım.

2006-2007 sezonu...

Rakip Trabzonspor. Maç yine İzmir'de, yine kordonda biralar içilmiş, sonra tribünlerde yerler alnımış... Şampiyonluk şarkıları söyleniyor ve Fenerbahçe, o akşam İzmir'de Trabzonspor'u yenerse şampiyon olacak. Ancak işler iyi başlamıyor. Bu akşam tıpkı Bucaspor gibi Trabzonspor'da ilk önce üzüyor Fenerbahçe'yi. Alex penaltı kaçırıyor, ancak takım yılmıyor...

Son 15 dakikada Deivid de Souza çıkıyor sahneye. Trabzonspor ağlarına ikinci golü atan Deivid, şampiyon yapıyor Fenerbahçe'yi. Zico'nun ilk sezonunda, yine onun isteği ile geldiği takımda istenmeyen adamdı, gol attığı bu Trabzonspor maçına kadar. Bunun ardından takımdan gitmesine kesin gözle bakılan Deivid, Fenerbahçe'de kaldı ve hepimiz 2007-2008 sezonunda neler yaptığını hatırlıyoruz.

Ve yine İzmir, yine şampiyonluk yarışı ve yine önemli bir maç. Dört yıl önce yine aynı stadyumda şampiyonluk kutlayan Fenerbahçe, Bucaspor karşısında bir anda 3-1 yenik duruma düştü ve panik başladı.

Bir maçı 3-1'den 3-5'e çevirmek için, tek bir kahraman yetmez... Bu tam bir 'Winner' karakterli takım göstergesidir ve Fenerbahçe, 14 maçtır yenilmediği bu ligde artık bu özelliğini de kanıtlamış durumda. Emre göz paslarını sildi, sonra Abdülkadir Bucaspor adına sahneye çıktı... Ancak Alex attığı iki gol ile beraberliği getirdi, ardından hiç beklenilmeyen bir adam çıkıp, belki de Fenerbahçe'nin şampiyonluk golünü attı.

Daniel Gonzales Güiza, tıpkı 2006-2007 sezonunda Deivid gibi belki de hiç beklenilmeyen bir anda galibiyet golünü atan adam oldu, büyük bir boşalma yaşadı ve sevinçten de göz yaşlarını tutamadı. (Golün ardından sevincini de engelli bir vatandaşımızla kutlaması ayrı bir güzellikti...)

Yalan söylemenin anlamı yok...

Zamanında Güiza'nın kaçırdığı gollere, özellikle geçen sezon ne kadar sitem ettiğimi bir Allah biliyor. Ancak Güiza'ya gülen kader, belki de ona bu sezonun şampiyonluk golünü attırıyor. Empati kurun, işiniz gol atmak ve bunu yapamıyorsunuz, yapamayınca da eziliyorsunuz... Ve gün geliyor, çok önemli bir maçı kurtaran adam oluyorsunuz. Güiza'nın da maçın ardından akıttığı göz yaşlarının da sebebi, bugüne kadar çok fazla dolmasıydı.

Rüzgarın dahi Fenerbahçe'nin kazanmasını istediği Bucaspor karşılaşmasının ardından artık kalan dört haftaya odaklanmak gerek. Bu maçtan daha zorlu karşılaşmaların olduğu kesin.

Fenerbahçeli'nin yılların getirdiği bir gelenekle rahat maç izlemesinin 'haram' olduğunu anladığımız bu Bucaspor maçından sonra da ufak hatalarla kaybedilecek bir şampiyonlukta bu maçın ardından yaşanacak sevinç kadar büyüklükte bir hâyâl kırıklığı doğurabilir, dikkat etmek gerekiyor.

Bu yazımda maça dair, taktiği, teknik konuları boşverdim. Bu sefer de böyle olsun. Eski hakem Markus Merk'in de az önce dediği gibi; "Bu tip hikayeleri sadece futbol yazar..."

Son olarak hatırlatmakta fayda var; 31. hafta F.Bahçe, Trabzonspor ve Bursaspor'un maçları aynı saatte oynanacak.

24.4.2011

Bucaspor 3-5 Fenerbahçe

Goal.com

0 YORUM:

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan