22 Ekim 2009 Perşembe

Blog Söyleşileri #2, Esat Dergi 2. Bölüm

11) UEFA'nın Türk hakemlere az görev vermesini neye bağlıyorsunuz?

Eğitim. Özellikle yaş olarak belli kıstasları çok geç aşabiliyoruz. Hakem yetiştirme konusunda yakın geçmişte bir takım atılımlar oldu. Belki bu tohumların yararını ilerleyen senelerde görürürüz ama UEFA tarafından çok görev alan hakemler yaratmak o kadar zor değil. Yani bir kulüp olarak Avrupa'da başarılı olmakla kıyası söz konusu değil. Tamam ikisinde de Avrupa var ama bugün dünyanın en iyi hakemleri dediğimizde Slovak, İsviçreli, Uruguaylı, Belçikalı hakemler de geliyor aklımıza...

12) Osman Tanburacı eski futbolcuların yazar olmasına karşı çıkıyor ve kendisi gibi esas mesleği spor yazarı olanların ekmeği nin azaldığını söylüyor. Sizin söyleyecekleriniz nedir bununla ilgili?

Özgür bir ülke, herkes istediği işi yapabilir. Herkes düşünebilir. Herkes düşündüğünü yazabilir ki yazmalı da. Ahkam kesmek ile düşünmek arasında fark var. Eski futbolcuları değer olarak bir şekilde tutmalıyız buna katılıyorum fakat onların düzine şeklinde yerli mafyası oluşturması, düşüncelerini de kendi yollarındaki, arkadaşları, dostları, yerli futbolculara olan büyük bağlılığı şekilde öğütmesi bence riskli. Herkesin futbol düşüncesi, spor görüşüne saygımız olmalı. Fakat işin içine dediğim gibi bir koruma içgüdüsü girmiş durumda. Bu eski futbolcular şu an oynayan yerlilerin anası babası değil ki, sanal bir sendika kurulmuş çoktan.

13) Sizin severek takip ettiğiniz ya da örnek aldığınız spor yazarları var mı?

Bazen çok fazla okuyorum bazen ise soyutluyorum kendimi açıkcası. Bazen çok orijinal düşünceler de oluyor. Spor yazarı olarak değil ama yazı tarzı açısından Ertuğrul Özkök'ün kurgu yeteneğine hayranım. The Guardian ve The Times'ta sıkıca bazı isimleri takip ediyorum.

14) Futbolu yazmanın dışında oynuyor musunuz?

Uzun zamandır oynayamıyorum. Bizim şirketimiz bu konuda yoğunluktan olayı biraz tembel. Keşke her hafta topa vursam. Sağım öldürür, solum süründürür derlerdi (gülerek), lise yıllarında. İddiali bir oyuncuyum yani, Uğur Boral tarzı bir açıklama oldu sanki.

15) Futbolu biraz kenara bırakalım. Sosyal hayatınızdan bahseder misiniz?

Yoğun bir iş hayatı mevcut. Günler 36 saat olsa tam anlamıyla sosyal bir hayat olu diye düşünüyorum da. Sinema tutkum fazla, sık sık giderim. Yabancı diziler konusunda takıntı derecesinde takipçiliğim var. Bazen ufak gece gezmeleri ve bol bol sahil yürüyüşleri ve çok fazla gazete okuyorum, belki de hepsini. Yerli ve çok ağırlıklı olarak yabancı.

16) Ne tarzda müzikler dinlersiniz? Kitaplar ile aranız nasıl?

Her türlü müzik dinlerim. Daha çok dönem dönem değişiyor. Alternatif, Rock, Indie tarzda müzikler ağırlıklı. Koyu bir Guns n Roses dinleyicisiyim. Kitapların insanlara kattığı şeyleri tarif etmek imkansız, fakat bir süredir çok sık kitap okuyamıyorum, iş hayatındaki yoğunluk, hayattaki yoğunluk sebebiyle.

17) Beyzbol sevginizden bahseder misiniz?

Futboldan daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Gecenin bir yarısı internet üzerinden ağırlıkla sevdiğim takımın oyuncuların maçlarını takip etmek, ertesi günü uykusuz geçirmek keyif verici. New York Yankees gibi bir dev takım, Derek Jeter gibi efsane bir oyuncuyu canlı canlı izlemenin heyecanında oluyorum genelde. Sadece beyzbol değil bazen saatlerce Eurosport'ta Caner Eler'in keyifli anlatımıyla bisiklet turlarına takıldığım da oluyor. Spor gerçekten eğer severseniz zevkli.

18) Futbol Blogları hakkında ne düşünüyorsunuz? Takip ediyor musunuz?

Bloglar ülkedeki bazı şeyleri dengeliyor gibi. Yavan spor gazeteleriye oluşan sabırsız, hiçbirşeyden memnun olmayan, sürekli sıkıntı yaratmanın doğru olduğu gösterilen o kitleye karşın, analitik düşünen, gerçekleri gören, rekabeti anlayan v en önemlisi de istediği gibi düşünen bir kitle yetişiyor bloglar sayesinde. Düzenli olarak olmasa da takip ettiğim bloglar var.

19) Gelecek ile ilgili hedefleriniz ve planlarınız neler?

İslam Çupi gibi olmak istiyorum demek haddimi aşan bir söz ama onun tırnağı kadar olabilsem yeterli. Her zaman dürüst davranarak, yazarak bazı şeyleri yakalayabileceğimi düşünüyorum, Fenerbahçe taraftarının da hakkı ödenmeyecek desteği var şu an zaten, herkese çok teşekkürler. Ve tabii ki biraz şanslı olmak gerekiyor.

20) Spor yazarı olmak isteyenlere tavsiyeleriniz var mı?

İşin biraz gerçeği sektörde her şey diyaloglarla gerçekleşiyor. Kalem ve kelimelerin de önemi var da! Yazmayı bırakmasınlar, ne olursa olsun. Bir cümle, bir kelime, bir not, bir yazı, her yazı insana bir şey katar ve fırsatları kendileri yaratmaya çalışsınlar. Hayat size bir şey getirmeyecek, siz istediğiniz hayata gideceksiniz.

21) Keyifli söyleşi için teşekkür ediyorum...

Çok teşekkür ederim, benim için zevkti. Tekrar herkese büyük ilgi ve destekleri için çok teşekkürler, kelimeler onlarla büyüyor. http://twitter.com/esatd adresinden bana ulaşabilirler...
Söyleşiler devam edecek...

4 YORUM:

UzunPaslar dedi ki...

Çok güzel, keyifli bir söyleşi olmuş. Esat Dergi'yle ben de bir röportaj yapmak istemiştim senin röportajını görmeden önce. Geç kalmışım ama olsun, seninki de gayet sağlam. Tebrikler!

Oğuz Öztürk dedi ki...

@gkslsrt, Teşekkür ediyorum

ismenegerekvar dedi ki...

Tebrikler arkadaşım

ismenegerekvar dedi ki...

Diğer söyleşi kiminle olacak ??????

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan