24 Ocak 2011 Pazartesi

Her Trabzonsporlu senin gibi olsun...


Hemen söze girelim; Trabzon basını Ankaragücü maçında alınan 1-1'lik beraberliği ve puan kaybını Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın 'lobi' çalışmalarına bağlamış. Şimdi burada Aziz Yıldırım'ı olayın dışında tutarak kısa bir değerlendirme yapalım.

Çok ilginçtir ki, bu bahsedilen lobi ne yazık ki 2005-2006 ve 2009-2010 da son dakika da kaçan şampiyonluklarda görülmedi.

Sezon başından bu yana hep söyledim, Trabzonspor taraftarı ve camiasının beklentileri ne denli büyük olursa, gerçekleşmediği taktirde çöküntüsü de o denli büyük olacaktır. Ankaragücü maçı buna çok iyi bir örnek.

Trabzonspor, sonraki iki maçında hem Beşiktaş, hem de Fenerbahçe'ye kaybederse takımın kendi içinde olmasa dahi yerel basın ve taraftarlar tarafından bir kaosa sürükleneceği o kadar açık ki...

Ankaragücü maçında geçtiğimiz sezon Fenerbahçe karşısında Kadıköy'de şampiyonluğu alan golü atan Burak Yılmaz'ın dahi ıslıklanmasından sonra kaçan şampiyonluk ile beraber Şenol Güneş gibi bir insanın, bir 'adamın' ıslıklanmayacağı ve protesto edilmeyeceğini aklı selim kimse inkar edemez.

Trabzonspor taraftar porfili, takımın en çok ihtiyaç duyduğu anda yanında olmayı değil, ıslıklarla ve protestolarla karşısında olmayı tercih etti. Bu yıllardır böyle. 61. dakikada yapılan güzel şov, kötü bir futbol ve mağlubiyetin habercisi olan bir maçta bir anda yerini protestolara bırakabiliyor. Bu sezon 1984'ten bu yana beklenen şampiyonluğa 1996'dan sonra bu kadar yakın durulurken Ankaragücü maçında gelen protestolar ve hemen akabinde Aykut Kocaman'ın hakemler ile ilgili açıklamalarına, Aziz Yıldırım'ın lobi faaliyetleri iddialarına gitmeleri akıl alır gibi değil. Zaman zaman yaşanacak olan puan kayıplarının ardından kendi takımlarına bir tekme de taraftarı atarsa ne olur bir düşünün?

Bir beraberliğe bile tahamülü olmayan bir taraftar profili takımına büyük zarar verir... Evet, belki Ankaragücü maçında bunu gerçekleştiren tüm stad değildi ama çorbanın içindeki sinek iştah kaçırır...

İyi gün dostu olan taraftara takımın duyduğu ihtiyaç daha az. Mağlup durumdayken veya berabere gidilen bir maçta verilen desteğin önemini hepimiz biliyoruz. Trabzonspor kalan 16 haftayı deplasmanda oynarsa, eğer kendi evinde hiç yenilmeyecekse daha hayırlı dahi olabilir.

Kimse bu cümleye kızmasın.

Trabzonspor taraftarı böyle davranmaya devam edecekse şampiyonluğu hak etmiyor. Böyle bir takıma sahip olduğunun farkına varmak yerine eğer Trabzon basını da tek bir olumsuzlukta rakibi hedef alacaksa, onlar da hak etmiyor. Futbol takımında ter döken futbolculardan bağımsız söylüyorum, bu ortamda bir tek kişi şampiyon olunacaksa onu sonuna kadar hak ediyor.

Şenol Güneş...

Her Trabzonsporlu Şenol Güneş gibi olsun.

Amin...


(Bu yazı aynı zamanda Goal.com Türkiye için yazılmıştır)

1 YORUM:

kassano dedi ki...

http://www.tirajik.com/senol-gunes-1996-re-visited/

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan