7 Ekim 2009 Çarşamba

Fazla Kişisel...

Durup dururken gelmedi aslında şimdi yazacaklarım aklıma. Bugün öğlen evden çıktığımda yine her zamanki yerden yürürken evimin yakınlarında bulunan okula çocuklar öğle arasından sonra evlerinden geliyorlardı. Çoğu tek tipti zaten. Kimisi okulun o gün için son iki dersi kaldığından seviniyordu, kimisi de sanki 'hep okul olsun' der gibi gidiyordu okuluna... Benim gözüme böyle gözüktü en azından. Sonra okulun karşısında bulunan toprak futbol sahasında, tozu toprağı birbirine katarak ayağındaki havası inmiş topu süre süre getiren küçükler takıldı gözüme. İşte bu ikisi 'son iki ders' kaldığı için sevinen tiplere benziyorlardı. Toprak saha ile okulun arası yüz metre kadardı ama ben arkama dönüp baktığımda o iki çocuk hala sahada koşar adımlarla topu sürüyor, bir yandan da koşmanın etkisi ile sırtlarından kayan çantalarını düzeltiyorlardı. Tüm öğrenciler okula girmesine rağmen bu iki 'veledin' halen dışarda kalmasının nedeni sadece bu 'havası olmayan toptu'... İşte ben o iki çocukta kendi ilk okul dönemimi gördüm bir an. İlk okulda okulum tam gündü, tıpkı onlarınki gibi. Saat onikiden bire kadar bir öğle aramız vardı son iki dersten önce. Evde yemeğimi yedikten sonra saat onkiyi en fazla on geçe en samimi olan arkadaşım görünürdü kapımızın önünde. Elinde de bizim o yıllarda ki 'havası inmiş' topu olurdu tabii ki. Pencereden 'tamam tamam geliyorum' diye bağırdıktan sonra annemin 'oğlum yavaş' sözleri arasında tabağımda kalan son yemeğimi arkadaşımı bekletmemek için çok aşırı bir hızda yerdim. Kapının önüne arkadaşımın yanına indiğimde ise yaklaşık olarak kalan yarım saatimizde tek amacımız biraz daha 'top' oynamaktı. Ellerimi bile yıkamazdım 'top' uğruna, koşarken mavi önlüğüme silerdim farketmeden ağzımı. O zaman bizim evle okulun arasında yokuşlu bir yol vardı. Arkadaşımla 'havası inik topla' paslaşa paslaşa o yolu bitirmeye çalışırdık. Yol üstünde ne kadar park halinde duran kamyon ya da otobüs varsa top altına kaçardı hep. Topun bende olmasını istediğimden hep ben alırdım aracın altından topu. Mazot kokusuna alışmıştım bu yüzden... Yarım saatlik yolu bir saatte alırdık arkadaşımla. Sırf evimden okula kadar 'paslaşa paslaşa' gittiğimiz için. Tıpkı yıllar sonra evimin yakınlarında gördüğüm o iki 'velet' gibi... Onları bugün gördüğümde ilk okul yıllarında yukarıda yazdığım günleri bazen özlediğimi farkettim... Onlarda okula o 'top' yüzünden geç kalmışlardı büyük ihtimal bugün... Derse girildiğinde ise sıranın altına konulan top öğleden sonra son on dakikalık tenefüste tekrar tepilip durmuştur herhalde. Yıllar önce bizim yaptığımız gibi. İlk okul yıllarımdaki bu güzel ve 'saf' hatıralara özlem duyduğum için yazdım bu yazıyı. Tıpkı yıllar sonra bu günlere duyacağım özlem gibi... Biraz 'fazla kişisel' oldu kusura bakmayın dostlar.

2 YORUM:

Adsız dedi ki...

Ah çocukluk

ismenegerekvar dedi ki...

Vaybbeeeeeee

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan