9 Mart 2011 Çarşamba

Dramatik olacağı kuraların çekildiği gün belli olan eşleşmede hüsran yaşayan yeniden Londralılar oldu.

Dramatik bir oyun oynanacağını maçtan önce tahmin etmek hiçte zor değildi. Bu durum iki takımın kurada birbirleri ile buluşmasında dahi belliydi. Geçem yıl farklı biten eşleşmeleri, 2005-2006 Finali gibi hikâylere bu eşleşmeyi farklı kılan durumlardı. Sonucunda da sanıyorum kimse tekrardan Barcelona'nın gülmesine şaşırmadı.

0 Şut, 1 Gol!

Öncelikle biraz herkesin dilinde olan istatistiklerden bahsedelim. Şahsım adına ben Arsenal'den bu kadar kötü bir performans beklemiyordum. İlk maçın ardından yazdığım yazıda Arsenal'den umutlu olduğumu söylesemde dün gece ortaya koydukları oyun maalesef ki beni yanıltmış oldu. Tek tek araştırmak lazım. Acaba Şampiyonlar Ligi tarihinde kaleye 0 (Yazıyla Sıfır) şut atan kaç takım maçta gol bulabildi? Maç sonunda istatistiklere baktığımızda Barcelona'non 19 şutuna Arsenal'in karşılık veremediğini görünce çok şaşırdım. Diğer istatistiklerde de Barcelona'ınn bariz üstünlüğü vardı. Xavi, Iniesta ve Alves üçlüsü komple Arsenal'den daha çok pas yapmışlar. Tüm bunlar 'istatistik mini etek gibidir, herşeyi gösterir ama istenen şeyi göstermez' sözünü biraz olsun zedeliyor olsa gerek.

Maçtan önce Arsenal'in turu geçmesi için etkenleri incelediğimde göze çarpanların hiçbiri Wenger'in öğrencileri tarafından başarıyla gerçekleştirilemedi. Defansif bir görüntü çizmelerini eleştirmeyenler Jose Mourinho'nun Inter'ini örnek gösterdiler ancak bir şeyi unutuyorlardı. O Inter İtalya'da bu Barça'ya karşı en iyi futbolu oynayan tek takımdı. Tekrar izlerseniz G. Meazza'da Barça'nın nefes bile almakta zorlanmış olduğunu hatırlayacaksınız. Nitekim Arsenal'in bunun neticesinde kupaya veda etmesi de sürpriz olmadı. İlk olarak sahada bir liderin olmaması çok etkiledi Arsenal'i...

Wenger ve Arsenal için yine hüsran...

Cesc Fabregas'tan beklenen etkinin gelmemesi orta alanda ve hücum organizasyonlarında kötü bir Arsenal'in olmasına yol açtı. Kaldı ki Fabregas, maçtan önce inancının olmadığını gösteren bir şekilde 'Barça'dan gol yiyeceğimiz kesin. Önemli olan biz nasıl atacağız' açıklamaları ile gerçekçi ve yanında umutsuz da olmuştu. Xavi ve Iniesta ile büyük uyum içinde olan Barça ise zaten Alex Song'un oynamayarak yaraladığı Arsenal orta alanında istedikleri tüm düşünceleri rahatlıkla gerçekleştirebildiler. Yine Jack Wilshere'ın İngiltere'deki ilk maçtan uzak olan performansı da mağlubiyetin tetikleyicilerinden biri oldu. Aynı zamanda Katalan defansında Pique ve Puyol'un olmayışının avantajını kullanamayan Arsenal, Barça'nın oyuncular üzerine değil, sistem üzerine kurulu bir takım olduğunu da tekrardan kanıtlanmasına yardımcı oldu. Orta saha kurgularından bahsederken Javier Mascherano'yu da es geçmek elbette ki olmaz. Sanıyorum Barcelona'ya imza attığı günden bu yana en etkili performansını gösterdi. Daha önce ben dahil birçok kişi Mascherano'nun Barça'ya transferine anlam veremediğini düşünmüştük ancak dün geceki performansı bu tezi biraz olsun çürütebildi. Tabii ki bunda Sergio Busquets'in defansın ortasında oynamasının ve Arjantinli oyuncunun bu nedenle şans bulabilmesinin de etkisi oldukça fazla.

Barcelona'nın maç boyunca çok fazla savunma yapmaya ihtiyaç duymadığı bir gerçek ancak buna ihtiyacı olduğu anlarda yine bunu tüm takım olarak başarmaları da Arsenal'in bu denli etkisiz olmasında etkili oldu. Barcelona'nın bu maçtan önce Arsenal ile benzer oyun anlayışına sahip olmasından dolayı farklı bir strteji gerçekleştirmesi gerektiğine inanlarda vardı ancak 90 dakika boyunca Arsenal'in bekelenden çok çok uzak olması Pep Guardiola'nın bir B planına geçmesini de engelledi.

Van Persie atılmasa daha farklı bir senaryo çıkabilir miydi?

Barcelona'nın 2009 yılında eşleştiği Guus Hiddink'li Chelsea karşısında maçın hakemi Ovrebo'dan yapılan hatalara alışkınız. Ancak dün gece İsviçreli Busacca'nın Van Persie'yi oyundan atmasının ağır olduğunu düşünsekte o an 1-1 giden maç Van Persie sahadayken de 3-1'e gelir miydi bunu sormak gerekiyor. Bu tür pozisyonlarda (ofsayt anından sonra topa vurulması) oyuncular düdük sesini duysalar bile kafalarında o topa vurmaları için plan yapıyorlar ve çok büyük bir refleks ile bunu gerçekleştiriyorlar. Bu nedenle Van Persie'ye çıkan kartın ağır olduğunu düşünebilir. Bu gibi pozisyonlarda kart gösterilmesi için oyuncunun bariz bir şekilde düdükten belli bir zaman geçtikten sonra topu vurması gerekiyor ve bunun örneklerini birçok defa görüyoruz. Ancak daha önce Barcelonalı David Villa'nın benzer pozisyonlarda kart görmediğini de hatırlatmak gerek.

Sonuç olarak kendi felsefesini sahaya en iyi haliyle yantısan Barcelona turu geçmeyi başardı. Ve yine Arsene Wenger'e yas tutmak düştü. Wenger'ın acaba artık takım sisteminde değişiklikleri mi yapması gerekiyor ?

Son olarak maçı izlememizi sağlayan Afgan kanalı Rahe Farda'ya da buradan selam olsun!

Ek: Arsenal'in ilk maçından sonra yazdığımız yazıyı tekrar okumak isteyenler için bir kez daha verelim: "Arsenal 2-1 Barcelona, tekrar artan futbol aşkımız..."


8.3.2011

Barcelona 3-1 Arsenal

0 YORUM:

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan