23 Aralık 2010 Perşembe

Bursaspor için 'artı' Türk Futbolu için 'eksi'

Bursaspor için 2009-2010 şampiyonluğu ayrı bir tecrübe olsa da, bu şampiyonluğun devamında gelen Şampiyonlar Ligi tecrübesi daha başkaydı. Tribünler 'Real Madrid' i istemişti tezahüratlarında, heyecan çok büyüktü. Real Madrid gelmedi belki ama Bursa'ya Manchester United geldi. Belki de son oynadıkları Rangers maçı haricinde çok üzücü bir tablo verdiler biz futbol dilencilerine. Fakat orada Bursa'nın adının yazması dahi bir başarıydı aslında Bursasporlular için.

Peki, Bursaspor oynadığı 6 Şampiyonlar Ligi maçında ne kazandı, ne kaybetti?
Bursaspor taraftarı için, özellikle Bursalı olan bir futbolsever için hiç şüphe yok ki en büyük kazanç, Bursa şehrinde, takımının stadyumunda Avrupa'nın üst düzey takımlarını görmek ve onları ağırlamaktı. Her ne kadar Pablo Batalla ve Sercan Yıldırım dışında gol sevinci yaşayabilen olmasa da, bu tablo ilk yıl için yeterli görülebilir Bursaspor taraftarları için. Deplasmanda 6-1 biten Valencia maçında Batalla'nın attığı tek gole sevinebilmek, Bursaspor taraftarının kazancıdır aslında. Ancak şöyle bir gerçeği de asla unutmamak gerekir. Eğer alınan 1 puan ve atılan 2 gol bir sevinç ve gurur uyandırıyorsa, Türk futbolunda bir geriye gidiş var demektir. Bu bir gerçek.

Galatasaray'ın 2000 yılında UEFA Kupası'nı alması, Fenerbahçe'nin de 2007-2008'de Şampiyonlar Ligi'nde yaptıkları kulüpler bazında Türk Futbolu için zirve olarak gösterilebilir. Bu iki takımın yaptıklarına bakıldığında memleket futbol Bursaspor'un tek golü için büyük bir sevinç duyuyorsa eğer, üzülerek futbolumuzun Avrupa arenasına girdiğimiz dönemlere benzediğini söyleyebiliriz.

Bu noktada başarı, tecrübe ya da başarısızlık kavramlarını iki başlık altında incemelek daha doğru olacak. Bursaspor'un grubu puansız ve korkulduğu gibi gol atamadan kapamaması yeşil-beyazlılar için ilk yıl başarısı olabilir. Diğer başlıkta ise Türkiye Ligi'nin şampiyonu adına bu tablo, Bursaspor'un kendisinden bağımsız ülke futbolu için başarısızlıktır. Hiç şüphe yok ki, Türkiye Ligi'nin beşinci şampiyonu olma ünvanını hakkı ile elde eden Bursaspor, gruplarda ligde 2009-2010 yılında yaptığı gibi sürpriz sonuçlar alabilir ancak olmadı. Şimdi, Bursaspor'un yapması gereken gelecek yılda bu kulvarda yer alması halinde üzerine daha fazlasını koymaya çalışması olmalı.

Bursaspor'un Süper Lig'de gösterdiklerini Şampiyonlar Ligi'nde gösterememesini ‘tecrübe’ ile açıklamak mantıklık olabilir ancak Manchester United maçlarında kaleye gidememek, şut atamamak gibi sorunlar maalesef tecrübe ile değil; yetersizlik ile açıklanabilir. Bursa'daki Macnhester United maçında Turgay Bahadır'ın yakalanan ilk gol pozisyonunda topu filelerle buluşturamaması, tam da bahsettiğim şey aslında. Bunun tecrübe ile alakalı olduğunu söylemek güç. Bu, kendine güvenmemekten ileri geliyor. Turgay Bahadır o golü atsa ve Bursaspor çok farklı bir sonuç alsa hangimiz çıkıp tecrübeden bahsedebilecektik? Yine farklı kaybedilen birkaç maç içinde bulunan gol pozisyonlarından, kaçan fırsatlardan söz etmemiz mümkün.

Bursaspor bir adım daha ileri gidemez mi?

Evet, gidebilir. Öncelikle şuna iyi bakmak gerekiyor. Bursaspor stadına bundan 5-6 yıl evvel gelen takımları hatırlayın, bir de bu sezon gelen takımlara bakın. İşte Bursaspor seneye tekrar bu arenada yer alması durumunda bunun üstüne koymak zorunda. Sportif ve oynanan futbol açısından Bursaspor yaptığı hataları mutlaka görmek zorunda. Sivasspor örneği, Bursaspor'un ders alması için yeterli bir örnektir...

Oğuz Öztürk - BirGün

0 YORUM:

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan