4 Kasım 2011 Cuma

Blog Söyleşileri #16 | Okay Karacan

- Öncelikle sizin gibi değerli bir spor adamı ile röportaj yapmaktan dolayı, mutluluk duyuyoruz ve teşekkür ederiz.

-Ben teşekkür ederim..

- Biyografi, özgeçmiş gibi klasik röportaj başlangıcı yapmak istemiyorum. İlk olarak spor hayatına nasıl başladığınızıanlatır mısınız?

1982 Dünya Kupası ile bu oyuna aşık olduğumusöylemeliyim, o zaman judo öğrenmeye başlamıştım. Judonun verdiği esneklik vedüzenli antrenman sayesinde mahalledeki maçlarda sıradışı işler çıkarırdım. Futbolcuolma hayali kurduğum günler 1982 Dünya kupasına denk gelir; ancak ne gariptir ki, futbol anlatıcılığına öykünmeye de o dönemde başladım. :) Sans ikincisinde güldüve 1992'de, hayalimden 10 yıl sonra futbol sahasının bir tarafından tutunmayı başarmıştım.

- Spikerlik sizin için ne demek? Aslında sadece spiker olduğunuzu söylemek yanlış olur. Siz tam anlamıyla her türlü şeyi yapabilen bir kişisiniz spor medyası içerisinde. Ancak bizi sizi daha çok spikerolarak spor ekranlarında gördüğümüz için, sanırız en çok spikerlik yönünüzüanlatmanız daha doğru olacaktır...

Küçüklüğümde hep okurdum, okumak banakonuşmak için cesaret kazandırdı. Konuştukça, ezbercilikten doğaçlama anlatıcılığaterfi ettiğimi hissettim. Spikerlik benim için ne demek biliyor musunuz? Zamanında çok okumanın bir ödülü...

- Sizin için hayattaki en önemli şey spor mu, ya da futbol mu? Sporsuz yaşayabileceğinizi, en azından sporla iş olarak uğraşmadanhayatınızı devam ettirebileceğinizi düşünüyor musunuz?

Hayattaki en önemli şey tabii ki futboldeğil! Ama futbolsuz yaşamam da pek mümkün görünmüyor. Şöyle diyelim: Biryerlerde futbol topu yuvarlanır, birileri yüksek sesle homurdanırken bir köşeyeçekilip dünyanın öteki meseleleri ile ilgilenmenin, hayatımın en önemlisenaryosu olduğunu düşünmüyorum.

- Bu tür sorularla röportajımızı doldurmak istemem, ancak sizi seven çok sayıda sporseverin sizi tanıması için bu soruları yöneltiyorum. Yıllardır bu işi yapıyorsunuz ve elbettebirilerini örnek aldınız, birilerinden etkilendiniz. Sizi bu yola iten kişilerkimler? Bu yolda ilerlerken örnek aldığınız duayen isimler var mı?

Halit Kıvanç'ı Ali Sami Yen stadı çıkışıMecidiyeköy'de; elleri cebinde, kendinden emin ve barışık bir şekilde yürürken görmüştüm. Belliki yaptığı işten huzur duyuyordu. 8 yaşındaolmalıyım. Onun futbol spikeri olduğunu biliyor, büyüklerimin yeteneklerikonusunda konuştuğunu sık sık duyuyordum. Sanıyorum o gün bu meslekle sözlenmiştim.Halit Ağabey dışında Tansu Polatkan, Ümit Aktan. Abidin Aydoğdu, Öztürk Pekindöneminin büyük etkisi var. O dönemde de bu meslekle nişanlandım. Levent Özçelik,Ercan Taner, Hüseyin Başaran döneminde evlilik gerçekleşti. Özetle yaşantımıntüm evrelerinde birilerinin anlattıklarından ilhamlar alarak ilerledim.

- Her genç gibi siz de küçüklüğünüzde futbolcu veya basketbolcu veya tenisçi olmak istediniz mi? Yoksa amatör olarak, çocukken bunları yaptıktan sonra sadece sporun medya bölümüne mi ilgi duydunuz?

Sanıyorum bu sorunun cevabını yukarıda verdim ama burası boş kalmasın. Nottingham Forest forması giyen bir futbolcuolmanın hayaliyle en az beş yıl yaşamışımdır herhalde. :) Sonrası hayatın gerçekleri..

- Sanırız sizin özel hayatınız olarak tanımlayabileceğimizsorular için bu kadar kâfi diyebiliriz. Biraz da futbola dönelim! Futbolla sonyıllarda aranız nasıl, özellikle Türk futbolunun şu anki halini ve geleceğininasıl görüyorsunuz?

Aktif futbol anlatıcılığını bıraktıktansonra, bir parça vatanını özleyen bir gurbetçi gibi hissettim kendimi ama şimdisanırım kendime geldim. :) O dönem dahaçok İspanya ve İngiltere maçları anlatıp, batı futboluna odaklandığım içinTürkiye liglerini izlerken seçici davranıyordum. Şimdi ise film tersine döndü! :) Nevar ki her türlü olumsuzluğa rağmen ligimizin halâ izlenmeye değer bir kalitesiolduğuna inanıyorum. Böyle bir üç büyükler geleneği, bir onlara başkaldırmıştakımın bulunduğu, ülkenin her tarafında İstanbul takımlarının tutulduğu örnekyok ve biz hep bardağın boş tarafını görüyoruz.

- Türk futbolu son zamanlarda ciddi bir kaos ortamından geçiyor ve bunun altından kalkmak da biraz zaman alacak gibi.Sizce futbolu yönetenler, oynayanlar, futboldan para kazanan her türlü kişiler(medyamensubu, yönetici, oyuncu...), futbolu izleyenler ne tür şekilde davranmalı vehareket etmeli bu zamanlarda?

Sağduyulu davranmak sadece sözde kaldığındanbu cümleyi kullanmayı tercih etmiyorum. Sadece futbol üzerine çalışan her birkişi ya da kurumun oyunun üzerine çıkma halinden ciddi ciddi kurtulmasıgerekiyor. Hiçbir yorumcu, köşe yazarı, futbolcu, teknik direktör, başkanfutbol oyununun kendisinden önde olmamalı.

- Türk futbolunun içine indirgeyelim biraz. Tek tek baktığımızda, son zamanlarda kulüplerimizi ve kulüplerimizin Avrupa'daki durumlarını nasıl değerlendirirsiniz? Sizce son yıllardaki en iyitakım kim? Yıldızı parlayan isimler kim, kimleri beğeniyorsunuz? Hangi hocalarıiyi buluyorsunuz? Bunları öğrenebilir miyiz?

Avrupa'daki hâlimizin Türkiye'deki enerjive kaliteyi yansıttığı bir çok maç olsa da devamlılık sorunu var. Hem Avrupahem Türkiye ritmini tutturmak esas mesele ve bu konuda maalesef başarısız birülkeyiz. Belirgin bir iyi takım vurgusu yapmak istemiyorum ama Fenerbahçe'ninbüyüme modeli sıradışı. Abdullah Avcı, Şenol Güneş, Aykut Kocaman kendilerinehas stillerle öne çıkıyorlar, Ertuğrul Sağlam'ın ise ayrı bir aurası var..

- Avrupa'ya da dönelim biraz. Siz futbolun sadece oyun yönünden çok, onun güzellikleri ve bilinmeyen yönleriyle de ilgilenen birisisiniz gerek yaptığınız programlarınızla, gerek konuşurken bile sözcüklerinize yansızyan etkileyicilikle. Sizce Avrupa futbolu ne yöndeilerliyor? Türk futboluna göre daha mı zevk alıyorsunuz onları izlerken, onlarla ilgili bir konuyu okurken? Onların yaşam ve futbol felsefesi bizdendaha mı farklı? Onlar futbolu bizden daha mı zevkli hale getirmeye çalışıyorlar? Düşünceleriniz nelerdir?

Avrupa futbolunda son yıllarda ofansifkarakterin yerli yerine oturduğunu, Barcelona örneğini kopyalama isteğinin ağırlığınıhissettirdiğini düşünüyorum. Dikkat edilirse İtalya hariç birçok Avrupaliginde gollü maçların sayısı artıyor. Ayrıca atılan gollerin kalitesinin altınıçizmek isterim! İngiltere liglerini samimi ve rekabetçi yönü, Alman liglerini gösteriştenuzak, tutkulu seyircisi nedeniyle ve İspanyol futbolunu da Barcelona-Real Madridekseninden sıradışı buluyor ve onları izlemekten keyif alıyorum. Şüphe yok kiTürkiye liglerini izlemenin heyecanı bambaşka. :)

- Avrupa demişken, Avrupa'da oynayan oyuncularımızı sormamak olmaz! Arda Turan'ın Atletico Madrid kariyerini nasıl değerlendiriyorsunuz. Real Madrid'in Nuri Şahin ve Hamit Altıntop transferlerini yaparak ne amaçladığını düşünüyorsunuz? Sizce oraya uyum sağlayabilirlermi?

Arda'yı çok seviyorum. Oynadığı tüm oyunlardan keyif aldım ve almaya devam ediyorum. Cesurca bir kararla İspanya'yagitti ve kendini çabucak ispatladı. Dahaiyi yerlere gelmesi, aklını Türkiye'den uzak tutmasına ve Nihat örneğinde olduğugibi yaşadığı yerle barışmasına bağlı. Nuri gelecekte hepimizi şaşırtacak birperformans gösterecek, başka bir aklı var Nuri'nin... Hamit ise, aslında Türkiye'de oynayıp bilgeliğinden mahrum etmemeli bizleri. Real Madrid içinbir parça geç oldu diye düşünüyorum...

- Peki Avrupa'da bazı zincirler kırılabilirmi bu seneden itibaren? İngiltere'de Manchester hegomanyası, İspanya'da Barcelona hegomanyası... Rakiplerinin bu direnci kırabileceklerini düşünüyormusunuz?

Kısa vadede kırılabilir. Her takım gibibu iki takımın başarıları da taklit edilebilir ama uzun vadede onları altedebilmek için sağlam ve kalıcı temelller atmak gerekiyor. Bu da aslında öylekolay bir iş değil. Arsenal en güçlüadaydır bence...

- Güzel geçen röportajımızı sonlandırmadan önce futbol ile ilgili son bir şey soralım. Milli takımı nasıl buluyorsunuz?Son yıllardaki performansı nasıl sizce? Özellikle EURO 2012 elemelerindeki hocave oyuncu performansları ne durumda, tercihler doğru mu? Sizce turnuvayagidebilir miyiz?

Euro 2012 elemeleri takımın limitlerininçok altında kaldığını gösterdi bize. Bir F1 otomobili gibi; lastikler, şasi,motor ve pilot dörtlüsünün uyumu çok önemliydi. Sanırım biz pilot ve lastiklerkonusunda hep sıkıntı yaşadık. Yani pilot, lastik seçimlerinde zaman zamandramatik yanlışlıklar yaptı.

- Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Gitmeden önce, sizin yaptığınız mesleği yapmak isteyen gençlere neler önerirsiniz? Tavsiyeleriniz nelerdir?

Ben teşekkür ederim. Röportajı uzun süre boyunca beklettiğim için kusura bakmayın. :) Çok okumak, mütevazı olmak önemli iki anahtar. Yine de yukarıdaki örneği vermeliyim: Motor, lastik, şasi ve pilot dengesini korumak. Aşırı gitmemek ve haddini zorlamamak tavsiyemdir...

- Çok teşekkür ederiz. Mutlu ve spor dolu günler dileğiyle...

Ben teşekkür ediyor, hayatta herşeyin gönlünüzce olmasını diliyorum...

1 YORUM:

Adsız dedi ki...

hocam eline, emeğine sağlık güzel yazı olmuş olmasına ama şu imla olayına biraz daha dikkat etsen. birçok yerde iki kelimeyi birleştirerek yazmışsın. yoruldum vallahi yazıyı bitirene kadar.

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan