18 Kasım 2011 Cuma

Almanya'da bireysel yetenek sistemden daha önemli hale geliyor

Teknik direktör ve oyuncuların sürekli değişmesinden dolayı modern futbolda bir takımın sabit koşullarda gelişimini görmek neredeyse imkansız. Pep Guardiola, yıllar süren ayarlamaların ardından kalıcı başarıyı yakalamayı başardı, fakat bunun dışında yıllara yayılan bir plan bulmak oldukça zor.Milli takımlar düzeyinde ise bunun bir örneği var: Joachim Löw 2006 yılından beri Almanya'yı çalıştırıyor ve bu beş yıllık periyotta genel felsefesine dokunmazken, bazı ufak ayarlamalar yaparak en iyi kombinasyonu bulmaya çalıştı.

Başlarda Löw, Jurgen Klinsmann'dan devraldığı agresif ve hücum düşünceli takımı korumaya çalıştı. Bundesliga'nın yeni yeteneklerine değer verdi ve Lukas Podolski, Bastian Schweinsteiger gibi isimleri takımın mihenk taşları yapmaktan çekinmedi.Fakat bu dönemde Löw, felsefesine bazı farklı bakış açıları eklemeye çalışmaktan da geri durmadı. Önce 4-4-2'yi tercih etti, ardından 4-2-3-1 ve en sonunda 4-1-4-1. İlk yıllarından 21 yaşındaki (Mario Gomez) bir oyuncuyu A takıma almaya çekinmiş olabilir. Ancak gençlere olan güveni her geçen gün arttı: bir yıl sonra 18 yaşındaki Mario Götze ve 20 yaşındaki Lewis Holtby ile Andre Schurrle ilk milli maçlarına çıktı.Alman futbolunda, çoğu zaman göz ardı edilen ve önemsenmeyen büyük bir plan mevcut.

Buna inanın: 4-2-4 geleceğin sistemi olabilir

Beş yıl önce Franz Beckenbauer genç oyuncular için yazdığı yazıda, hazırlanmak için en iyi sistemin 4-2-4 olduğunu söyledi. Bu sistemde gerçek bir merkez atak noktası yok ve ileri uçtaki herkesin daha komple yetenekleri olması gerekli.

2009 yılında bu konu bir kez daha gündeme geldi ve Almanya'nın baş gözlemcisi Urs Siegenthaler, Spox'a "Neden dört forvetle oynamayalım?" sorusunu sordu."Barcelona üç forvetle oynamaya başladı ve birden tüm dünya üçlü forvete döndü. Fakat gerçek başarı, birilerinin kendi ürettiği sistemle gelir. Bizim kendi çözüm yollarımızı bulmamız gerek, bazen bunlar kışkırtıcı olsa bile."

Siegenthaler belli bir sistemi işaret etmemiş ve Almanya'nın kendine uygun bir yol bulması gerektiğini söylemişti. Ancak son dönemde 4-2-4 tekrar bir ihtimal olarak yüzeye çıktı.Ağustos ve Eylül aylarında, Almanya U-20 antrenörü Frank Wormuth 4-2-4 sistemini denedi ve sistemde gerçek bir merkez hücumcu yoktu. Bu taktiği hakkında sorulan sorulara ise "Barcelona, klasik bir merkez forvet olmadan oynanabileceğini herkese gösterdi." ifadelerini kullandı.

Alman futbolunun son dönemde yetiştirdiği forvetlere baktığımızda, klasik bir "9 numara" bulmak oldukça zor. Herta Berlin'in genç forveti Pierre-Michel Lasogga, belki de bunun tek örneği. Ancak diğerleri, her ne kadar fiziksel olarak tam bir hedef forvet gibi gözükselerde, farklı yetenekler de edindiler.

Volland, 19, bu sezon 1860 Münih adına oldukça üretken ama onun rolü daha çok yardımcı forvet gibi ve sık sık asist yapıyor. Aynı şey Samed Yeşil, 17, için de geçerli. O da Leverkusen U19 takımında 6 gol ve 7 asste imza attı. Almanya gerçek anlamda klasik merkez forvet anlayışından uzaklaşıyor. Gomez -son dönemde komple bir forvet olmaya doğru ilerliyor- Almanya formasıyla gördüğümüz son merkez forvet olabilir.Yine de 4-2-4'e geçiş çok yakın bir zamanda olmayacak. Löw de bunun sinyallerini verdi. Ancak ne olursa olsun, Almanya klasik forvet anlayışından vazgeçerek, ceza sahasının dışında da iş yapabilen bir tarza geçiyor.

Mental gelişim oyuncunun yaşının önüne geçti

Yalnız bir nitelik olarak, yaşın önemi fazla değil. İnsanın yaşadığı yıl sayısı değil, deneyimleri, sakinliği ve olgunluğu, yetenekleriyle birleşerek oyuncunun değerini belirliyor. 2010'un başlarında Löw, takımında büyük ölçüde değişiklikler yapmayı planlıyordu. Thomas Müller'i kullanmak ve Bastian Schweinsteiger'i kanattan alarak ortaya geçirmek için Mart 2012'a kadar bekledi.

Löw'ün işleri karıştırmak konusunda hiçbir endişesi yoktu ve dönüm noktası geçtiğimiz Dünya Kupası oldu. Müller'in performansı, 20 yaşında bile olsa bir oyuncunun en üst seviyede oynayabilecek mental yapıya sahip olabileceğini gösterdi.Ekim ayında katıldığı bir konferansta aldığı bu kararları savunan Löw, "Kavramsal gelişim çok önemlidir. Zihnin gelişmesi, bence her şeyden daha önemlidir. Zeki oyuncular yenilikçidir ve uygulamaya daha yatkındır. Bir Mesut Özil, bir Mario Götze, bir Mats Hummels, bir Holger Badstuber, ve diğerleri, onlar çok genç yaşta bile olgundular. Birkaç yıl önce farklı bir görüntü vardı." dedi.

Bireysel yetenek sistemden daha önemli

Freiburg konferansında ise Löw, modern oyunda bireysel yeteneklerin öneminin arttığını vurguladı."Teknik anlamında daha iyi antrenmanlarımız var. Ancak sahadaki boş alan gittikçe küçülüyor ve hareket zamanınız azalıyor. Bu nedenle bireysel yetenekler sistemden çok daha önemli hale geliyor."Oyuncuların yükselen atletizm özellikleriyle birlikte, artık hata oranında da bir düşüş başladı. Eğer bir oyuncu topu önüne aldığında, örneğin çok yumuşak bir ilk temas oldukça önemli hale geldi, çünkü artık her oyuncunun yakınında bir marke eden rakip bulunuyor.

Löw, bu bireysel yeteneklerin birkaç top numarasından ve şık birkaç hareketten ibaret olmadığının altını çizdi. Bunun yerine oyuncuların repartuarında her şeyin eksiksiz olarak yer alması gerektiğini vurguladı.

"Her durum için işimizi en basit şekilde yapmalıyız: pas oyununda, zamanlamada, pres yapmada, topsuz oyunda, bire bir durumlarla başa çıkmada, küçük boşluklarda hızlı bir şekilde çözüm üretmekte.

Bu 'işleri basitleştirme' durumu, Löw'ün Almanya'sını son yıllarda mükemmelliğe götürüyor. Başarı ancak her oyuncunun yetkinliğinin diğeriyle uyumu olduğunda gelir, ama en önemli ön koşul ise sistem öğrenilmeden önce oyuncunun yeterli bir yetenek setiyle antrenmana gelmesi oolarak gözüküyor.

Goal.com
Fotoğraf: Germany v Cyprus - European U21 2013 Qualifier By: Dennis Grombkowski @Bongarts - Getty Images

0 YORUM:

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan