20 Ocak 2014 Pazartesi
"Yıldızlar bir bir Real Madrid'e geliyordu ancak her yerde lider Raul'du..."
Bu sözler, Raul için söylenmiş onlarcasından sadece bir
tanesi. Aktif futbol yaşantısına devam eden futbolcular içinde en
kariyerli olanlardan biri olan 'El Diablo' Raul, şimdilerde Real Madrid
çatısı altında değil belki ama bu kulübün halen en çok etki bırakan ve
en efsane oyuncularından bir tanesi.
1977, günün birinde İspanya'nın en çok tanınan
yüzünün ve Real Madrid'in yaşayan efsanesi olacak Raul'un bir burjuva
ailesinde doğacağı yıldı. Babası Don Pedro, çok sıkı bir Atletico Madrid
hayranıydı. Don Pedro'nun aklından oğlu minik Raul'un St. Cristobal'de
toprak sahaların tozunu yutarken Atletico Madrid'de oynaması gerektiği
geçiyordu.
Raul daha küçük bir çocukken onun ilk hocası olan
Renato De Lacour, "Raul'un yeteneği herkesin önündeydi. Akıllıydı..."
diyerek aslında gelecek yıllar için bazı şeyleri belli etmişti.
Baba Don Pedro, hayalini gerçekleştirmiş ve
gerçekten de Raul'un Atletico Madrid çatısı altına girmesini sağlamıştı.
Burada işler beklendiği gibi gitmedi. Atletico teknik ekibi Raul'u
çelimsiz bulmuş, olmayacağını belli etmişlerdi. Bu, ufak Raul için bir
son değildi. Atletico'dan daha başlamadan ayrılan Raul, bir yıl
sonrasında yıllarca ter dökeceği Real Madrid'in seçmelerine katılmış ve
başarılı da olmuştu.
"Atletico'dan Real'e geçişim benim için küçük olmama
rağmen çok büyük bir değişimdi. Evet, Atletico Madrid de çok büyük bir
takımdı ancak en iyi futbolu Real Madrid oynuyor, en güzel golleri Real
Madrid'in futbolcuları atıyordu" diyen Raul, hayat çizgisini
değiştirecek olan aşkının başlangıcını böyle anlatıyordu.
Real Madrid ile ikinci sezonunda şampiyonluk yaşayan
genç Raul için İspanya Kralı Juan Carlos, "Raul, Madrid'in meleği...
Raul Madrid, Madrid de Raul'dur" diyerek aslında bir efsanenin doğuşunu
müjdeliyordu. Madridistalar için Raul bir melekti ancak rakipleri ona
'Tilki' lakabını takmıştı. Uyanık ve akıllıca goller atması sebebiyle
genç yaşında korkulan bir oyuncu oluvermişti. Aşırtma golleri, en
sevdikleriydi.
Raul, Real Madrid ile profosyonel bir futbolcu
olduğunda takımın başında şimdilerde Genel Direktör olarak görev yapan
Jorge Valdano vardı. Valdano, Raul için, "Gelir gelmez iyi bir etki
bırakmıştı. Harika bir dinamizmi vardı. Çok hızlı değildi ama tekniği
inanılmazdı. Esas sırrı, çok zeki olmasıydı" demiş ve ona güvenmişti.
Genç Raul, ilk kez çıktığı Real Zaragoza maçında kulüp tarihi boyunca
ligde oynayan en genç oyuncu olurken hocası Valdano'nun yüzünü kara
çıkarmamıştı.
"Valdano benim için çok önemli" diyen Raul, 17
yaşında dünyanın en iyi takımında oynamaya başladığı o günleri 'rüya'
olarak nitelendiriyor. Üstelik Raul, Real Madrid forması altında ilk
golünü de ezeli rakibe karşı derbide atmıştı. El Derbi Madrileno'da
Atletico Madrid ağlarını sarsan Raul, "Cennette gibiydim. Ailem,
arkadaşlarım... Herkes mutluydu!" demişti.
Hangi kanattan yapıldığı önemli olmayan bir orta
gelir, kimse atağın golle sonuçlanacağını düşünmediği bir anda Raul
sahneye çıkar ve ceza sahası içinde bir anda golünü atardı. Bu, Real
Madrid taraftarı için artık alışılmış bir sahneden ibaretti. Filmin
devamında ise Raul, yüzüğünü öperken görülürdü.
1995-1996 sezonu, Raul'un Real Madrid'deki ikinci
yılıydı ve bu sezonu özel kılan, Real Madrid'in yıllar sonra 'Renkli'
yıllarda Şampiyonlar Ligi finaline çıkmasıydı. "Nihayet... Finalde
rakibimiz Juventus'tu ve Zinedine Zidane, Del Piero gibi oyuncuları
vardı. Maç öncesi Madridistalar için çok önemli bir an olduğunu
biliyorduk" diyen Raul, finalde gol atamadı ancak taraftarların
isteklerine arkadaşları ile beraber cevap verdi ve şampiyonluk kazanmayı
başardı.
Real Madrid, iki yıl sonra tekrar Şampiyonlar Ligi
finalisti oldu ve bu kez rakip Valencia'ydı. Raul, bu kez şanslıydı ve
bir golle, alınan bu şampiyonluğa katkıda bulunmuştu. 1999 yılında,
Cristiano Ronaldo'nun Camp Nou'da yıllar sonra yapacağı 'Calma'
haraketinden önce, Raul'un 'sus' sevinci hafızalara kazındı. 2000 yılı,
Raul'un zihinlerde oturan yüzüğünü öpen gol sevinçlerinin kaynağının
yılıydı ve o sene Raul, 'deli gibi aşığım' dediği Mamen Sanz ile
evlendi. Her golü eşine ve ailesine adayan Raul, Real Madrid'e ve
geleneklerine o kadar bağlıydı ki, ilk oğlunun adını Jorge Valdano'ya
ithafen Jorge, ikinci oğlunun adını da Hugo Sanchez'e ithafen Hugo
koydu.
Rus milyarder Roman Abramovich, Chelsea'yi satın
aldığında bilinenin aksine ilk olarak Raul'u kadroya katmak istemişti.
Başlarda bu çılgınlık olarak algılandı. Abramovich, Raul için 70 milyon
avro önermiş, Başkan Florentino Perez'den aldığı cevap ise manidar
olmuştu, "Raul satılık değil. Belki 180 milyon avro getiren olursa onu
satabilirim. Ancak bunu dünya üzerinde yapabilecek tek rakım da Real
Madrid..."
Bir futbolcu için kulüp efsanesi olmak, sadece
gol etmek demek değildir. Oynadığınız kulüp için gol atmak ve asist
yapmak dışında başka şeyler de yapmalı, gerekirse fedakarlıklardan
kaçınmamalısınız. Raul, Real Madrid için tam da böyleydi. Eski takım
arkadaşı Steve McManaman'ın "Her çeşit rekoru kırabilir" ve Ivan
Campo'nun "Takımı için her şeyi yapar, her çeşit golü de atabilir"
demesi, Raul'un özeti.
2002 Şampiyonlar Ligi finalinde Zinedine Zidane ile
beraber takımın en büyük yıldızı olduğunu yine tekrarladı ve maçtan
sonra elinde İspanyol bayrağı ile yaptığı matador dansı akıllardan
çıkmadı. Tarihin unutulmaz fotoğraflarından biri bu anda çekildi.
"Zidane'ın Bayer Leverkusen'e attığı gol harikaydı" diyen Raul, Real
Madrid taraftarı olsun ya da olmasın, bu golün her kesimden futbolsever
için utunulmaz olduğunun altını çizmişti.
Florentino Perez'in başlattığı 'Los
Gacalticos' projesi kapsamında takıma Luis Figo, Zinedine Zidane,
Ronaldo ve David Beckham gibi isimler katıldı. Her gelen yıldız müthiş
bir parlama ile basının gözdesi oluveriyordu ancak Raul için bazı şeyler
değişmiyordu. Jorge Valdano, "Yıldızlar bir bir Real Madrid'e imza
atıyorlardı ancak soyunma odasında, sahada ve her yerde Real Madrid'in
lideri Raul'du" diyerek durumu özetliyordu.
"Yıldızlar bir bir Real Madrid'e imza atıyorlardı ancak soyunma odasında, sahada ve her yerde Real Madrid'in lideri Raul'du..."
Yıllar yılı birçok yıldız bohçasını toplayıp Real
Madrid'den ayrılmak zorunda kalırken Raul, aslında takıma milyon
avrolarla imza atan bu futbolcular gibi fiyakalı olamadı ama hep takımda
kalmayı başaran isim oldu. En zor dönemlerde takıma liderlik eden
Raul'den başkası değildi. 2006'da yağmurlu bir Mallorca akşamında
takımın aldığı 3-0'lık yenilgi, ilk Los Galacticos projesinin resmi
olarak sona erişinin göstergesiydi. Yenilgiden sonra Beckham ve Roberto
Carlos hariç Los Galacticos döneminin ilk yıldızlarının biletleri
kesildi. Raul, 2006-2007 sezonunda takımın daha mütevazi bir Başkan ve
kadro ile aldığı şampiyonlukta büyük bir rol sahibi oldu. Madrid
meydanı, şampiyonlukla inledi.
İspanya Milli Takımı ile bir kupa
kaldıramamak, Raul için kariyerinin en büyük eksikliklerinden biriydi.
2002'de verdiği bir röportajda "Euro 2000'de Fransa karşısında
kaçırdığım penaltı, hayatımın en kötü anlarından bir tanesiydi" demiş ve
içinde kalan ukteyi dışa vurmuştu. Euro 2008 yaklaştığında, Raul ve
Luis Aragones arasında kriz patlak verdi. Tüm İspanya'nın konusu,
Raul'un milli takıma alınıp alınmayacağıydı. Aragones, Barcelona'nın
artık başarıdan başarıya koşacak olan kemiği ile kadrosunu oluşturmuş,
hücum hattında da Raul yerine Fernando Torres ve David Villa ikilisine
görev vermek istemişti. Real Madrid ile Euro 2008 öncesinde iki
şampiyonluk yaşayan Raul, milli takımda yedek kalmayı reddedince bu
şampiyonaya katılamadı ve maalesef İspanya'nın yıllar sonra bir
turnuvada kazandığı şampiyonayı evinde izlemek zorunda kaldı. "Milli
takımda iyi hatıralarımın olduğu söylenemez" diyen Raul, içindeki ukteyi
söndüremedi.
Real Madrid, 2008-2009 sezonunda şampiyonluğu müthiş
bir jenerasyonla gelen Barcelona'ya bıraktı. Pep Guardiola ve ekibi,
dört yıl boyunca süregelecek olan serüvenin henüz başındaydılar. Herkes,
Raul'un artık futbolu bırakabileceğinden bahsediyordu ancak henüz 32
yaşındaydı. Bu yaşta futbolu bırakması imkansızdı. 17 yaşından beri Real
Madrid çatısı altında bulunuyor oluşu, onun sanki 40'lı yaşlara
yaklaştığının algılanmasına sebep oluyordu. Barcelona, 2009-2010'da da
şampiyon oldu. Manuel Pellegrini ile 96 puan toplayan Real Madrid,
Barcelona'yı durduramıyordu. 13 maçta 11'de başlayan Raul, Santiago
Bernabeu'daki son golünü de 2009 yılının Ekim ayında Valladolid ağlarına
yolladı.Takımın yeni yıldızı Cristiano Ronaldo, Manchester United'dan
alışkın olduğu 7 numaralı formayı almak için ellerini ovuşturup
bekliyordu. 9 numara ile sahada olan Ronaldo, ilk resmi maçına Raul'un
yerine oyuna girerek başladı. Belki de Raul için Real Madrid ve 7
numaranın sonu, tam da o an yaşandı. İkinci Los Galacticos döneminin
başında ayrılık vakti, 2010-2011'de takımın başına gelen Jose Mourinho
döneminde oldu.
Raul, 2009 yılında "Bence Real Madrid-Raul ilişkisi
kolay kolay kırılabilecek bir şey değil. Kariyerimi burada noktalamak
istiyorum" demiş, ancak işler beklendiği gibi gitmemişti. Mourinho'nun
planları arasında yer almayan Raul'e kucak açan Schalke 04 olmuştu.
Raul, "Real Madrid'de16 yıl geçirdim. Ancak ailem ve ben yeni bir
heyecan istedik. Ve bu hamleyi bu yıl yapmasaydık, bir daha
yapamayabilirdik" diyerek transferini değerlendirmiş, çok geçmeden
Schalke taraftarının da sevgilisi olmuştu. Almanya'dan ayrılan ve Arap
dünyasına transfer olan Raul'e duyulan saygı, en az İspanya'daki
kadardı.
Real Madrid taraftarı, Raul'un günün birinde tekrar
Madrid çatısı altına döneceği günü iple çekiyor. En büyük dayanak olarak
ise Raul'un "Ben Real Madrid'de kariyerimin en güzel yıllarını geçirdim
ve harika bir neslin parçası oldum. Yeni bir deneyim yaşamak için
Schalke 04'e gitmiştim. Asla kötü anılarla ayrılmadım" sözlerini
gösteriyorlar. Raul'un Real Madrid'e teknik direktör
olarak dönüşü, tıpkı 17 yaşında ilk profesyonel maçına çıktığı gün gibi
heyecan dolu olacak. Tüm Madridistalar, Real Madrid ile üç kez
Şampiyonlar Ligi kazanan, kulüp tarihinin en golcü oyuncusu olan, 741
maça çıkıp 323 gol atan ve 71 golle halen Şampiyonlar Ligi gol rekorunu
elinden bulunduran 'El Diablo'larının döneceği bu özel günü
bekliyorlar...
Bu yazı, FourFourTwo Temmuz 2013 sayısı için yazılmıştır.
Fotoğraflar: Getty Images
Spor, Futbol
Four Four Two,
Futbol,
Raul,
Real Madrid
0 YORUM:
Yorum Gönder