7 Ocak 2014 Salı

Balkan Futbolu #26 | Savaşın çocukları Mavi Ejderhalar! Umut tünelinin yerini bu topraklarda futbol aldı...

Bosna' adı, eski dilde 'iyi insanların yaşadığı' ülke anlamına gelir. 90'larda savaşın acıları ile beslenen bu topraklar, futbolu hep ön planda tuttu ve bu 'iyi insanlar' günün birinde yeşerttikleri umutların bir gün gerçekleşeceğine inanıyordu. 2014 Dünya Kupası'na doğrudan katılma hakkı kazanan Bosna Hersek Milli Takımı, FIFA'ya kabul edildiği 1996 yılından bugüne adeta küllerinden doğdu ve şimdi ülkede adeta bayram yaşanıyor.

ÖNCE İKİ PORTEKİZ KABUSU... 
2010 Dünya Kupası ve 2012 Avrupa Şampiyonası'nda play off turunda Portekiz'e boyun eğen Bosna, şeytanın bacağını da 2014 Dünya Kupası için kırmayı başardı. Portekiz, yine baraj maçlarına takıldı ancak bu kez Bosna işi garantiledi. Takımın efsane hocası Susiç, "Portekiz'e kaybedilen iki baraj maçı sonrasında oyuncularım daha çok çalışmak için kenetlendi." sözleriyle 2014'e gitmenin anahtarından bahsediyordu. Euro 2012 yolunda Portekiz ile oynanacak olan baraj maçı öncesind Susiç, "Güçlü bir takım olduğumuzu gösterdik ama bu yeterli değil." diyerek bir kaza olabileceğinin sinyallerini de vermişti. Takımın yıldızlarından Misimovic ise Euro 2012 baraj maçında Portekiz'den 2010'un intikamını alma gibi bir düşünceleri olmadığını söylemiş, "O dönem Portekiz 2010 Dünya Kupası'na gitmeyi hak etmişti. Şimdi ise biz hak etmek istiyoruz." demişti.

FUTBOL İYİ, YAŞAM KÖTÜ... 
Bosna Hersek, futbolda mutlu sona ulaştı ancak ülkenin durumu halen çok iyi değil. Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma ve gençlerin umutsuzluğu dahil birçok mesele çözüme kavuşmadı. Halen Saraybosna'da mermi izlerinin bulunduğu binalar görmek mümkün. Hal böyle olunca Bosna Hersek halkı için futbol takımı bambaşka bir boyuta ulaşıyor. Adeta umudun resmi olan ve gelecekte görmek istedikleri güzel ülkeye ayna tutan futbolcularına tapıyorlar.

'ÜÇLÜ' YÖNETİM FIFA İÇİN SORUN OLDU ANCAK YEŞİL SAHADA DOSTLUK VARDI! 
Eski Yugoslavya'da ayrıldıktan sonra UEFA ve FIFA'ya 1992'de üyelik başvurusu yapan Bosna, ülkede devam eden savaş nedeniyle uzun süre beklemek zorunda kalmıştı. FIFA'ya 1996, UEFA'ya ise 1998 yılında kabul edilen Bosna Hersek Futbol Federasyonu, tıpkı devlet yönetimi gibi üç başlı bir yapıdan oluşuyordu ve bu durum, FIFA için sorun yaratmıştı. Bosna, FIFA'nın uyarılarından sonra 1 Nisan 2011 tarihinde uluslararası müsabakalardan men edildi ve aradan geçen zaman zarfındaki çalışmalarıyla bu günleri gördü. Bu karar alındığında Bosna Hersek Milli Takımı, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri D Grubu'nda 4 maçta topladığı 7 puanla, 4. sırada yer alıyordu. Normalleşme sürecinden geçen Bosna'da Elvedin Begiç, Bosna Hersek Futbol Federasyonu'nun ilk tek başkanı seçilmiş ve ülkenin önündeki en büyük engel de bu sayede kalkmıştı. 'Üç başlı yönetim' belli FIFA için sorun olmuştu ancak işler yeşil sahada böyle yürümüyordu. Takımın yıldızlarından Misimovic Sırp kökenli. Edin Dzeko Boşnak ve Boris Pandza'nın ataları Hırvat. Top yeşil sahaya indiğinde 'üç baş' yoktu. Sadece Bosna Hersek vardı. FIFA başkanı Sepp Blatter ise, "Bosna Hersek milli takımı uzlaşma ve dostluğun ön planda olduğu, herkes için örnek bir takım. Bosna halkı, savaştan sonra bu takımın dostluk adına yol göstericiliği sayesinde mutluluğu buldu ve bu örnek alınmalı." diyerek 2008'den sonra milli takımın içinde bulunduğu gelişimi övmüştü. 
Ülke futbolunun efsanelerinden ve takımı hocası olan Safet Susiç, "Bosna Hersek Dünya Kupası'na gidemeseydi, büyük bir haksızlık olurdu. Bu ekip 4 yıldan bu yana beraber çalışıyor. Bu zaman içerisinde hiçbir problem yaşamadık. Dolayısıyla takım içindeki bu atmsoferden dolayı ödüllendirildiğimizi düşünüyorum." demişti. Susiç haklıydı. Acılarla beslenen ve bu günlere kolay gelmeyen Bosna Hersek'in artık ödüllendirilmesi gerekiyordu.

Takımın neredeyse tamamı, Bosna savaşı sırasında yaşanan soykırım ve katliamlardan sağ kalabilmek için evlerini terk etmek zorunda kalan ailelerin çocuklarından meydana geliyor. Vedad İbişeviç, Bosna savaşının başladığı yıllarda ailesiyle birlikte büyük katliamların yaşandığı Vlasenitsa şehrinden kaçarak hayatta kalmayı başardı. Bu katliamlardan kurtulan İbiseviç, takımın elemelerdeki son maçı olan Litvanya karşılaşmasında tek golü attı ve ülkesini Brezilya'ya uçurdu. "Futbolda ne zaman işler ters gitse savaş günlerini düşünüyorum. O zaman anlıyorum ki hayatta gol atamamaktan çok daha kötü şeyler var. Bosna’da olanları kalbimde taşıyorum. 2014 bileti aldığımız Litvanya maçını ise bu günler için, ülkem için oynadım." diyen İbiseviç, yaşanan savaşın ülke üzerindeki izlerini adeta bir kez daha gözler önüne seriyor. Pjanic Tuzla'dan, kaleci Asmir Begoviç Trebinye'den, Salihoviç Zvornik'ten, Medunyanin ise Saraybosna'dan kaçıp mülteci olan ve gençliklerinde futbolu bir kurtuluş olarak gören diğer isimler. Büyük zorluklarla hayatta kalan, futbola tutunan bu isimlerin hepsi, Avrupa'nın büyük liglerinde ve takımlarında forma giymeye devam ediyor.

"BOSNA KÜÇÜK AMA FUTBOLU BÜYÜK..." 
Aslında Bosna, bağımsız olmadığı dönemlerde de çıkardığı futbolcuları ile meşhur bir ülkeydi. Susiç, Halilhodzic, Katalinski, Hadzibegic, Ivica Osim ve Bajevic gibi isimler ülke futbolu denince geçmişte akıllara geliyordu. Ancak tüm bu isimler, Yugoslavya çatısı altındaydı ve tıpkı Hırvatlar ile Sırplar gibi bu ismin altında toplanmış, bu ismin 'Avrupa'nın Brezilyası' olmasını sağlamışlardı. Susiç'in "Bosna küçük bir ülke ancak futbol yeteneği olarak çok büyük" sözleri, adeta yetişen futbolcular ve teknik adamlarla kanıtlanmış durumda. Susiç aynı zamanda, Yugoslavya Milli Takımı'nın en çok gol atan Boşnak kökenli futbolcusu durumunda.


Ülkede 'efsane' dendiğinde akla gelen ilk isim ise tabii ki Safet Susiç. Futbolculuk dönemine PSG'de efsaneleşen 58 yaşındaki hoca, Türkiye'de de İstanbulspor, Konyaspor, Ankaragücü, Çaykur Rizespor ve Ankaraspor gibi takımlarda çalıştı. 2009 yılında ise kurduğu rüyaları gerçekleştirmek adına milli takımın başına geçti. Yanına da yine tanıdık bir isim olan Elvir Baliç'i aldı. Bosna savaşı sırasında amcasını ve eniştesini kaybeden, ablasının ve dayısının ağır yaralanmalarına tanıklık eden Baliç, antrenörü olduğu futbolcuların örnek aldığı bir isim olmayı da başardı. 
2014 elemelerinde Yunanistan karşısında Mart ayında alınan zaferin ardından Susiç, "Bu galibiyet, belki de ülke tarihinin en büyük galibiyetlerinden bir tanesi oldu. Brezilya'ya giden yol açık ve geniş. İnanıyoruz." demiş ve takımdaki hava hakkında ip uçları vermişti. Manchester City forması giyen Edin Dzeko ise o maçta attığı iki golün ardından, "Ben atmasaydım emin olun arkadaşlarımdan atan olurdu." dediğinde ise takımdaki dostluk bir kez daha su yüzüne çıkmıştı. Aynı karşılaşmada ağır bir sakatlık yaşan Emir Spahiç ise, "Galibiyet acıyı unutturdu. Emin olun benim için en iyi ilaç galibiyet ve taraftarlarımızın mutlu olması..." diyerek gösterdikleri fedakarlıkları da kanıtlıyordu. 

Henüz çok genç olan bu ülke, 2014 Dünya Kupası yolunda 10 maçta 8 galibiyet 1 beraberlik ve bir 1 mağlubiyetle 25 puan topladı. 30 gol atıp sadece 6 gol yedi ve +24 averajlık bir performans sergilemeyi başardı. Ancak yine de ülkenin öne gelen futbol adamlarından Faruk Hadzibegiç, "Bosna Hersek büyük bir başarı elde etti ancak esas amaç eski Yugoslavya'nın seviyesine çıkmak olacak. Daha yapılacak çok işler var." diyerek hikayenin daha başlarında olduğunu gösteriyor.

GEL 2014 GEL! 
Bosna'da yaşanan savaş sırasında Sırpların kuşatması altındaki Saraybosna'yı dünyaya bağlayan tünelin yerini şimdilerde milli takım almış durumda. Sırp mevzileri arasında, uluslararası havaalanının altından özgür dünyaya açılan, 800 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğinde ve 160 cm yüksekliğindeki tünel, 4 ay 4 gün süren yoğun çalışmalar sonucu açılmıştı. Bosna Hersek milli takımı da tıpkı 'Umut Tüneli' gibi 4 yıl süren çalışmaların ve emeğin ardından ülkenin kapılarının dünyaya açık kalmasını sağlayan tek unsur konumunda. Şimdilerde tüm ülke, sabırsız bir şekilde 2014 Dünya Kupası'nı beklemeye koyulmuş durumda.

Bu yazı, aynı zamanda Goal Türkiye için yayınlanmıştır. 
Fotoğraflar: Getty Images (Son fotoğraf bana aittir.)

0 YORUM:

Blog Widget by LinkWithin
 
Copyright 2009 Barbarossa. Powered by Blogger Blogger Templates create by Deluxe Templates. WP by Masterplan