Real Madrid, Camp Nou'daki maça 'Puan farkı dört değil, bir' diyenlerin çoğunlukta olduğu bir akşamda çıktı. Ancak hemen, Camp Nou atmosferinin önceki maçlara göre çok daha sönük olduğu maçın hemen başında fark edildi. Eksik olan bir şeyler vardı. Barceloa, o güç aldığı seyircisini bulamadı dün gece boyunca. Bununla beraber Real Madrid'in Camp Nou'ya dört puan önde gelmenin verdiği rahatlık ve esneklik, Jose Mourinho ve öğrencileri açısından bu deplasmanda ekstra bir durum oldu. Stresli olan taraf Barça'ydı ve bu durum maça da yansıdı.
'Dayak' atmadan da harika defans yapılabiliyormuş...
Real Madrid'in galibiyetine iki pencereden bakmak doğru olacaktır. İlki, Jose Mourinho'nun Barcelona'yı bı maçta tamamen çözdüğü gerçeği, diğeri de Pep Guardiola'nın kadro tercihleri. İlk pencereden baktığımızda, Jose Mourinho'nun Pepe'yi liberoya sabitleme çılgınlıklarından bu günlere artık Barcelona karşısında 'Dayak' atmadan da nasıl savunma yapılabileceğini öğrenmesi, bunu da Mesut Özil, Di Maria ve Ronaldo gibi hücum gücü ile korale ederek takım oyununu ön plana çıkartmasının galibiyeti getirdiğini söyleyebiliriz. Pep Guardiola'nın ise lign başından bu yana 'şampiyon olmamız imkansız' demeçlerinin takıma yansıdığını ve bu durumun Chelsea maçını düşünerek kadro tercihlerini de etkilediğini gördük. Alexis ve Fabregas gibi iki güç yedek başladı. Bununla beraber Lionel Messi'nin Real Madrid defansı arasında kaybolup gitmesi de, yenilginin bir başka sebebi oldu. Messi'nin biraz hareketlenip ekstra performans gösterdiği tek pozisyon sonrasında Barcelona zaten beraberliği yakaladı.
Mesut Özil
Mesut, hiç şüphe yok ki Real Madrid'e geldiği günden bu yana en iyi maçlarından birini oynadı dün gece Camp Nou'da. Sadece hücumdaki yaratıcı oyunu değil, aynı zamanda kademeli olarak Barcelona hücumlarında defansif katkısı da, farklı olarak dikkat çeken unsurlardan bir tanesiydi. Bununla birlikte 'kadife bacaklı' Özil, Barcelona skoru 1-1 yaptıktan sonra sazı eline aldı ve Cristiano Ronaldo'ya harika bir pas atarak takımının tekrar öne geçmesine ön ayak oldu. Bu golde %51'lik katkı Özil'e aitti.
Xabi Alonso
Daha önceki Real Madrid-Barcelona maçlarını göz önüne aldığımızda, Barça'ya karşı sürekli orta alanda performans yükselten bir Real Madrid mevcuttu. Dün gece de orta alan üstünlüğü Real Madrid açısından zirveye yakında ve bu durumda Xabi Alonso'nun orta alanda kusursuz bir performans ortaya koyması etkili oldu. Real Madrid orta sahasında Xabi Alonso tarzında bir isim daha olsa, Barcelona karşısında beklenen bu galibiyet belki de daha erken gelecekti.
Jose Mourinho
Deneme - yanılma yöntemi sayesinde son maçlarda acı çektirse de, mutlu sona, üstelik de Camp Nou'da ulaştı. Geldiği takımlarda kadro yapısına göre taktikler üreten bir deha olan Jose Mourinho, Real Madrid'e geldiğinde ise birçok alternatif ile karşılaştı. Kadro yapısı hem atak oynamaya, hem de defansif kurgulara oldukça müsaitti. Önce Real Madrid geleneklerini göz önüne alarak El Clasico'ya atak bir oyun anlayışı ile çıktı, 5-0 kaybetti. O 5-0'lık maçtan dün geceye kadar Real Madrid oyununun hep üzerine koydu, Barça ise eksiklerinin de verdiği etki ile yerinde saydı. Buna Barça'nın El Clasico'ya lider çıkamamasının verdiği rahatsızlık ile beraber Jose Mourinho'nun artık taktiksel olarak çözümü bulması da eklenince, Real Madrid'in kazanması kaçınılmaz oldu. Jose, hem Real Madrid geleneklerine uygun olarak çok gol atan bir takım ortaya çıkardı, hem de çok sert oynamadan nasıl defans yapılacağını gösteren bir ekip oluşturdu ve ortaya kusursuz bir takım çıkmış oldu.
Sami Khedira
Attığı golden bağımsız olarak bireysel orta alan performansını göz önüne aldığımızda tıpkı partneri Xabi Alonso gibi kusursuz bir performans ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Real Madrid, önceki El Clasico'lara nazaran alanı daha profosyonelce daralttı ve Barcelona'yı sakin bir biçimde, bu yolla durdurmayı uygun gördü. Bu durumda Xabi Alonso ile beraber Sami Khedira'nın de performansı çok etkili oldu. Tüm bunların yanında Khedira bir de gol atma başarısını gösterince, bu da işin tuzu biberi oldu.
¡Calma
İspanyolcada 'Sakin olun' demek. İngilizcede 'Calm Down' ile benzer anlama sahip. Ancak bir diğer anlamı var ki, Real Madrid açısından en güzeli de bu. Barcelona, Alexis Sanchez ile dün gece skoru 1-1 yaptıktan sonra içimizde 'yine mi?' sorusu canlanmaya başlamıştı ancak tam da bu sırada ortaya Mesut Özil-Cristiano Ronaldo ortaklığı çıktı. Valdes'i geçip topu filelere yollayan Ronaldo, tüm Camp Nou'ya 'Calma' diye seslendi. 'Sakin olun, ben daha buradayım...' Ancak yine de eklemek gerek, Ronaldo bu sevinmesi ile bir zamanlar Raul'un yaptığı 'sus' işaretini hatırlatsa da, kesinlikle yıllar önce Raul'un yaptığı bu hareket daha anlamlı ve öyle de kalmaya devam edecek.
Bayern Münih
Çok kritik sürecin son maçı, Bayern Münih ile bu hafta içinde. Barcelona ise Chelsea ile oynayacak. Almanya'da 1-1 bitseydi hiç şüphe yok ki, Real Madrid açısından rüya gibi bir durum olacaktı ancak şimdi iş gerçekten çok zor. Bayern Münih'in ne olursa olsun Santiago Bernabeu'da gol atmaması gerekiyor. Bu, Real Madrid açısından çevirmesi zor bir durum olabilir. Özellikle ilk golü atan tarafın Bayern Münih olması, kabusun başlangıcı olabilir. Bu maçın ardından artık La Liga'da da son dört haftaya girilecek ve San Memes'ye Athletic Bilbao ile oynanacak deplasman maçı dışında zor bir fisktür görünmüyor Real Madrid için...
Son söz...
Sanıyorum daha bu maç oynanmadan 'puan farkı zaten 1' diyenler, futbolun her duruma gebe olabileceğini biraz olsun öğrenebilmişlerdir.