Biraz geç kalan bir yazı oldu. Fırsatını bulup Galatasaray ve Fenerbahçe'nin maçlarını şimdi yazabiliyorum ancak. Perşembe gecesinin ilk maçı ile başlayalım...
Panathinaikos 1-3 Galatasaray (UEFA EL, Grup F, 17.9.09 - 20:00)
Yıllarca beraber görev yapan Henk ten Cate ve Frank Rijkaard'ın bu kez rakip olacak olmalarının nasıl bir durum getireceği kuralar çekildiğinde Galatasaray ve Panathinaikos aynı gruba düştüğünde konuşulmaya başlanmıştı. Beraber Barca'da büyük başarılara imza atan Rijkaard ve yardımcısı Henk ten Cate Perşembe gecesi birbirlerini en iyi tanıyan iki rakip teknik direktör olarak takımlarının başlarında sahadaki yerlerini aldılar. Galatasaray eskiden Türkiye'ye gelen yabancı takımların yaptığı gibi yaptı aslında. Rahat rahat 3 puanı alıp ülkemize döndü. Ve okadar iyi oynamadan da farklı bir galibiyet alınabileceğini gösterdi. Aslında belirtmek gerekir ki bana göre Galatasaray'ın orta alanda bir oyun kurma sıkıntısı var. Ayhan Akman bu problemin ilacı olacaktır aslında. Ayrıca Baros'a da biraz değinmek yerinde olur. Kendini yere atıyor falan demek istemiyorum. Maç esnasında Elano'nun golünde sağ taraftan topu getirmesi ve içeriye verdiği pas, Panathinaikos savunmasını zor duruma düşürecek koşuları takımı için büyük bir katkı. Elano ise yavaş yavaş takıma ısınmaya başlayan bir görüntü içerisinde. Her zaman doğru zamanda doğru yerde. Sabri ise Rijkaard geldiğinden beri başka biri oldu sanki. Mücadeleci yapısını koruyor ve artık daha profosyonel davranıp takımına daha iyi katkı yapıyor. Kale arkalarındaki hakemler ise u19 şampiyonasından sonra ilk kez denemeye başlandı resmi bir turnuvada. Aslında iyi bir uygulama olacak gibi. Pana'lı Leto kendini yere bırakıp ağıt yakarken çizgi hakemini farkedince kendini toparladı. Maçın kalan bölümünde de bir kez bile sekmeden orada bir hakem olduğunu hatırlayıp o hakeme isyan etti. Yalnız çizgi hakemleri nizami nöbet tutmuyor. Başçavuş pozisyonundaki orta hakem uzaklaşınca böyle nöbet yerinden açılıp gevşek davranıyorlar ama uzaktan landı görünce akılları başlarına geliyor, çapraz duruyorlar. Son olarak tribünlerden bahsedelim. İki Yunan taraftarının ölmesi nedeni ile ilk 15 dk suskunluk hakimdi. "iyi yolculuklar kardeslerimiz, paris& apostolis" yazmışlardı bir pankarta. Fakat Galatasaray'ın Elano ile kazandığı ilk sayıdan sonra Gate 13 stadı inletmeye başladı. Maçın ilk dakikalarında arkadaşım hatırlatmadığı için bu sessizlik hiç yakışmıyor Gate 13'e dedim fakat nedenini öğrendikten sonra onlara saygı fuydum. Elleriyle yaptıkları tribün şovları ayrı bir güzellik kattı maça. Fakat kalecilerine verdikleri tepkiyi olumsuz ve gereksiz buldum. Ama tabi bunu yenilginin verdiği üzüntüye ve hırslarına bağladım. Sonuç olarak Galatasaray bence grubun en zor deplasmanlarından birinden galip gelerek büyük bir avantaj elde etti gruptan çıkma adına.
Stat: OAKA
Hakemler: Paolo Tagliavento, Luca Maggiani, Elenito Di Liberatore (İtalya)
Panathinaikos: Galinovic, Sarriegi, Leto, Salpingidis, Gilberto Silva, Hristodoulopoulos (Dk. 50 Ninis), Bjarsmyr, Marinos, Karagounis, Katsouranis (Dk. 50 Petropoulos), Spropoulos
Galatasaray: Leo Franco, Sabri, Emre Aşık, Emre Güngör (Dk. 24 Uğur), Hakan, Keita (Dk. 72. Barış), Mustafa, Mehmet, Kewell, Elano (Dk. 62 Arda), Baros
Goller: Dk. 5 ve 56 Dk. Elano ile Dk. 47 Baros, Dk. 77 Salpingidis (Panathinaikos)
Sarı Kartlar: Dk. 19 Sarriegi (Panathinaikos), Dk. 44 Leo Franco, Dk. 68 Emre Aşık, Dk. 76 Uğur (Galatasaray)
Fenerbahçe 1-2 Twente (UEFA EL, Grup F, 17.9.09 - 22:05)
Fenerbahçe son Bursa maçında çok iyi oynamsa da mücadele üst düzeydeydi fakat Perşembe gecesi Twente karşısında (Emre hariç) bu mücadeleci yapısını da kaybetmiş bir görüntü çizdi. Emre hariç dedim ama oda yorulunca duruldu sürekli. Gökhan Gönül eski temposundan uzak olsa da sakatlanıp oyundan çıkınca Fenerbahçe tarafından eksikliği hissedildi büyük ölçüde. Lugano ve Edu'nun büyük bir uyum sağladığı Lugano-Bilica ikilisinden sonra anlaşılmış oldu. Zaman geçtikçe Lugano ve Bilica'da Lugano'nun dediği gibi 'birbirlerini tanımaya' başlayacaklardır ama bu süreç içerisinde zarar gören Fenerbahçe oluyor. Roberto Carlos maç boyunca idare etse de sanki ben onda 'umursamaz' bir hava seziyorum. Ama bir şekilde idare etmeyi başarıyor söylediğim gibi. Daum'un Güiza ve Semih ikilisi ile bir şekilde mutlaka oynaması gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde bana göre Güiza daha faydalı olacaktır. Alex ise durgun bir görüntü çizdi. Kafayla net bir pozisyonda topu dışarı atmasından başka bir pozisyon yakalyamadı. Herkes Alex'ten Zico dönemindeki maçlarda bir CSKA ve PSV maçlarındaki performansını bekledi ama bunu bir türlü sahaya yansıtamadı. Maç boyunca Fenerbahçe sakin bir görüntü içerisindeydi sürekli. Bu nedenle Twente bazen rahat paslarla gelebildi. Sol kanatta oynayan Stoch bazı bölümlerde Twente'nin en iyisiydi. Nkufo ise yaşına rağmen müthiş bir enerji gösterdi maç boyunca. 'Horoz dövüşü' şeklinde geçen dakikalardan sonra Alex'in bıraktığı ve vurmak istemediği serbest vuruştan Mehmet Topuz'un golü ile Fenerbahçe 1-0 öne geçti. Fakat daha sonra sanki 5-6 yıl öncesinin Fenerbahçe'si geldi gözümün önüne. Avrupa'daki maçlarda mücadele edip, koşup, gol attkıtan sonra ise nedense demorolize olup rahatlayıp sonra birdenbire yenilgi gollerini yemeği başaran bir 'Daum' Fenerbahçe'si. Bu durum çok ciddi bir durum. Zico'dan sonra Avrupa'da daha büyük başarılar bekleyen Fenerbahçe taraftarını hayal kırıklığına uğratacağı gibi sadece Süper Lig'i hedef koyan bir Daum'un yine Fenerbahçe tafartarı tarafından protesto edilmesi söz konusu olabilir ileriki günlerde. Fenerbahçe Süper Lig'i şöyle ya da böyle kazanabilir bana göre. Fakat artık bu yıl Daum Twente maçından ve geçmişten bazı dersler alarak Avrupa'da başarıyı da göz ardı etmemeli.
Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: Claudio Circhetta, Francesco Buragina, Raffael Zeder (İsviçre)
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan, Bilica, Lugano, Roberto Carlos (Dk. 64 Mehmet), Kazım, Emre, Cristian, Dos Santos, Ale, Güiza
Twente: Boschker, Stam, Wisgerhof, Douglas, Kuiper, Tiote (Dk. 41 Jannssen), Perez (Dk. 90 Akram), Brama, Stoch (Dk. 69 Vujicevic), Ruiz, Nkufo
Goller: Dk. 71 Mehmet (Fenerbahçe), Dk. 75 ve 80 Nkufo (Twente)
Sarı Kartlar: Dk. 29 Tiote, Dk. 83 Kuiper (Twente), Dk. 41 Dos Santos (Fenerbahçe)